2
Yorum
0
Beğeni
0,0
Puan
1426
Okunma

Koyu kahve çubuk tarçın, az birazda kavrulmuş karabiber
Uzakta limon ağaçları ve kiraz yaprakları
Kirlenmiş düşlerim var sıcak karanfillerde
Kirlenmiş düşlerin var…
Buram buram tarihlerdeki ağır roman kokuları…
Tren kalkıyor, vagonlar boş, gramofon çalıyor ve etrafta izmaritler
Üçüncü caddenin sonundaki çığlıklar…
Kaçan insanlar, korkan çocuklar.
Karanfillerin bu kadar sıcak olduğunu bilmiyordum, sıcak karanfiller.
Vanilya kokulu tenin, gölgene saklanmış beni bekliyorsun
Ve ağzından çıkan dumanlar etrafını sarmış, bedenin titriyor.
Gözlerin kan kırmızısı kızıllıkta burjuva sınırındasın, elinde konyak
Boğazın yanar, ellerin kesik oluk oluk kırık kadehlerde
İsyan halindesin, sen yorgun tango ezgilerindesin
Unuttum demek sevdaya bağlanmak demek ben senin sevdanı içiyorum,
Sen ise…
Avuçlarımda kan, gözlerimde, ayaklarımda, beyaz güllerde
Ve üçüncü dünya ülkelerinde gizledim, işte en büyük düşmanım arkamda
Sıcak karanfillerde rezilce düşler, küstah işkenceler, karanlıktaki kahpeler…
Sen anlayamazsın, içimde yanan fukara mumlar anlıyor, bilmiyorsun
Sen sevdanı kaybettin.
Ben taptığın değilim, ben yolcu , ben sıcak karanfillerde…
(GİRNE 2008)