Kibirin Asaleti..
Tepeler aşırı görüyorum seni,
Sevimsiz kibirin ulaşamamış henüz boyuna, Ulaşırsa şayet, Kapkara, Zalim, Merhametsiz olur sen. Bariz kandırıyorum kendimi, Beni yıkıp gecmene ragmen, Kibirinde boğulmaya, Acımasızlığına müptezelim be kadın, Çehren iblis olsa dahi, Sana tapmak, Sana kurban olmak hevesidir bende ki... |
Bir başkasının Kibirini hiç kimse sevmez.
Ama kendi kibrine gelince iş değişir.
Istemez misin Ey Ömer..
Hz. Ömer sessizce Hz. Muhammed(sav)’in dinlenmekte olduğu odaya girer. Bir an çevresine göz gezdirir. Tavana asılmış kuru bir deri parçası, bir torbanın içinde bir kaç kg. arpa, duvara dayalı bir kaç ağaç yaprağı ve yerde de Hz. Muhammed'in(sav) üzerinde uyumakta olduğu hurma lifinden örülmüş kaba bir hasır. Bu manzara karşısında ağlamaya başlayan Hz. Ömer’in hıçkırıkları O’nu uyandırır.
Kalkınca hasırın vücudunda iz yaptığını gören Hz. Ömer daha çok ağlamaya başlar. Efendimiz hayretle sorar:
-Ey hattaboğlu! Niçin ağlıyorsun?
-”Ey Allah'ın elçisi! İranlılar imparatorlarını saraylarda yaşatırken, Bizanslılar kayserlerini lüks ve ihtişama boğmuşken sen ki Allah'ın elçisisin… İzin versen de biz de seni…
Maksat anlaşılmıştır,Allah'ın elçisi, gelecekteki halifesinin sözünü hüzünlü bir tebessüm, tatlı bir el işaretiyle keser ve “Bu dünya hayatı sadece bir eğlence ve oyundan ibarettir. Ahiret yurduna gelince, işte asıl hayat odur. Keşke bilmiş olsalardı” (Ankebut 64) ayetini okuduktan sonra ekler:
- İstemez misin ey Ömer! Dünya onların olsun, ahiret de bizim...
Özcan İşler tarafından 8/11/2018 8:07:57 PM zamanında düzenlenmiştir.