GARİP
Felek, taştan taşa çaldı,
Düştü kalktı, düştü kaldı, Canı yandı, gözü daldı, Garip, halince yaşarken. Kalktı gurbetele gitti, Garip sandı, derdi bitti, O yetmeden, derdi yetti, Garp, halince yaşarken. Aldatıldı, aldatmadı, Helale haram katmadı, Yalakalık hiç yapmadı, Garip, halince yaşarken. Hep dağıldı, kurdukları, Uğruna can verdikleri, Terkettiler sevdikleri, Garip, halince yaşarken. Kader, başın zorla eğdi, Eğdi, yüzü yere değdi, Bilemedi suçu neydi, Garip, halince yaşarken. Az gülerdi, daim tekti, Yazgısı hep kara renkti, Bahtsız garibim ne çekti, Garip, halince yaşarken. Eşi, çocukları vardı, Çalışkandı, rızkı dardı, Dertler bedenini sardı, Garip, halince yaşarken. Ancak gücü buna yetti, Garip yaşadı ve gitti, Vade yetti, adı bitti, Garip, dünyadan göçerken. Bitti sanma! garip dolu, Ordan geçer, Cennet yolu, Belki sağı, belki solu, Ara, can tende yaşarken. Abdullah HAKTANKAÇMAZ |