Temmuz sıcağın uyandım bir sabah
Güneş bütün sıcaklığıyla Öperken yanaklarımdan
Uyumak olur mu?
Dudaklarını yanaklarımda hissetmişken...

Güneş yakarken tenimi bir temmuz sabahın da uyandım...
Tabiat senfoni orkestrası gibi
Temmuz’a günaydın derken...
uyumak mı? bu Temmuz sıcağında...

Dudakların yanağıma değerken kalbim pıt pıt atıyorken...
Hadi uyan! temmuz oğustos’a dönmeden...

Azrail’e selam!
ÇEK elini bedeninden görmüyor musun temmuz sıcağını...
Ocak gibi buz kestin etrafı...
Mevsimler değişti... Bir sen değişmedin be Azrail...
Hala soğuk hala soğuk ocaktan kalma soğukluk gibi...

Hey! Azrail zamansız geliyorsun amma...
Temmuzda gelmeseydin bari...
Temmuzda hiç ölünür mü?

Bir sabah uyandım Temmuz sıcağında
Ve hala uyuyon mu? güneş sinmişken tenine...
Ölmek sana yakışmaz...
Hadi kalk gidelim, dolaşalım İstanbul sokakların da...
Gülüşün olsun İstanbul sokakların da...
Kokun yayılsın İstanbul boğazına...

Saçın kırılmış uçtan uca...
Gönlün zaten dağınık baştan başa...
KIZ KULESİ bile kırgın...
Kendisini çekmiş yalnızlığın ortasına...

Güzelim İstanbul’un simgesi olmuş baksana...
Herkesin gözü İstanbul’un üzerinde...
İstanbul ’un gözü KIZ KULESİN DE...
Temmuzda hiç ölünür mü?

Galata üsten üsten bakarken KIZ KULESİ’ NE...
KIZ KULESİ aldırış etmez.
Bütün gözler onun üzerindeyken bile...
Galata İstanbul’a benimsin derken heybetiyle...
İstanbul adeta tebessüm eder galata’ya...
Benim kalbim kız kulesinde dercesine...

Azrail’ e selam!
Temmuzda hiç ölünür mü?
KIZ KULESİ YANLIZ KEN...
Serkan Kara