YOKUŞ YOLLAR
Altı gürz ile ben çıktım cihada
Nefsime yenildim, yalan dünyada Soydular alenen, kaldım meydanda Tuş eyledi, yalan dünya neyleyim Uzun değil ömür, neden bilmedim Hakkı bildim ama yola girmedim Kaldım ben yollarda toza belendim Yokuş yollardayım, yorgun neyleyim İplik oldum, nice bele sarıldım Çamur oldum, kazanlarda karıldım Koydular bedene, ruhla dirildim Mevsimler hazanmış, soldum neyleyim Vardım bir kapıya, girdim içeri Temaşa eyledim, hoş değil seyri Çıkmak için adım, attım da geri Olmaz deyip, çevirdiler neyleyim Karanlık bir oda, beni koydular İğneden ipliğe, sual sordular Sırat ince deyip, beni yordular Sırat köprüsünde şaştım neyleyim Gönül ahû zarda, kalınca ağlar Mahşer kazanında, insanlar kaynar Korku sarar gözü, yürekler oynar Kevser havuzuna, koştum neyleyim Kul Seyyah sarılıp, kefen giyince Münker, nekir sorgu, için gelince Rab’bin kim, nebin kim, söyle deyince Allah deyip dilim, coştum neyleyim.. Tahsin Şahin Kul Seyyah Şahit ol Ya Rab, s/öz Kul Seyyah dilinde O hep; yol, yol yordam söyler kaleminde İğneden ipliğe hak ile gerçek, Yokuş olduğun bilmez yol neyleyim... —————————————Gül Laypanoğlu şaire’mizden.. |