TEMMUZ SANCISI
Sıcaktı daha sabahtan.
Ateş dilliydi Temmuz. Yok, suçlu ne ay, ne de gündü. Suçluyu bulmanın ezikliğiyle, elim gitti bir çakıl taşına. Fırlatıp attım durgun göle. Önce küçük bir halka oluştu. Takip etti diğerleri. Dalgalandı durgun göl. Bir küçücük taşın gücü titretti koca gölü... * Ah! dedim Ah..! Sevgiler neden büyümez sulardaki halkalar gibi...? Neden titremez kara gönüller? Ansızın sıraya dizildi önümde Pir Sultanlar,Hallacı Mansurlar... Yunuslar,Mevlanalar Daha kimler, kimler... Kimi şiir okudu, kimi türkü çığırdı. Hepsi sevgi üstüne. Başları eğik, biraz da gücenik.. ’biz görevimizi yaptık’ dercesine... * İşte o an anladım kararmış yüreklerin gücünü Ama korkmadım... Tıpkı sevgiye baş koyanlar gibi... Aldım yerden bir taş. Atıverdim durgun göle. * Fısıldadı Metin Altıok ’Sevgiden caydığım yerde darıl bana " Yankılandı gitti koca göle.... Yankılandı gitti dünyaya... ’Sevgiden caydığım yerde darıl bana!’ Hümeyra Gün (2 Temmuz 2013 güncesi) |