naif
ve
ürkek bir kelebek
zamanı çalan
bir
iki
üç
derin bir sükut
yaralı bir bekleyiş
siz kimi aramıştınız?


soğuk
nemli
ve
paslı
anılara ördüğünüz
duvar
gök
bulut
ve
pencere
kapıda ölüm giyinmiş
cam zifiri kara
siz kimi görmüştünüz..



bir zeybeğin
diz vuruşunda toprağa
bir kuş havalanır
bir dağdan bir dağa.
takılı kalan çalıya
bir ten mi
yoksa
bir tin...
siz kimi sormuştunuz.


çoğu hicranı yazar
yaza kışa
bahara
bir sararmış hüzne döker
sözünü
yüzünü aynalara gömer.
siz kimi duymuştunuz



insan
kendi gözünden görür
kendini
kendi kulağından duyar
sesini
ve
kendi yüreğinden çıkarır
tüm azığını
tel tel dökülen de kendidir
dal dal kırılan da
siz kimi bilmiştiniz.


ne in/de bulunur
ne sin/de
ne muammada saklıdır
gün
aradığını bilmeyen
bulduğun nerde


naif
ve
ürkek bir kelebek
zamanı çalan
bir
iki
üç
derin bir sükut
yaralı bir bekleyiş
siz kimi aramıştınız?




02/07/2018
ödemiş