Yaşadıkça Bitmez Bu HikâyemizŞehre ilk karanlık tül tül inerken, Sırlara bürünüp elveda derken, Şen şakrak edayla çekip giderken, Belkisiz gülüşün son görüşümdü. Uzaktan uzağa buluştu gözler, Düğümlendi kaldı dillerde sözler, Hülyalar perişan sarardı yüzler, O günden silinmez çok izler kaldı. Yalan düşlerine beni de kattın, Özlemle büyüyen dertlere attın, Kavşak noktasında bir pula sattın, Yolları şaşırdın yine bahtsızım. Kendine, itiraf ettim özümde, Vefasız olmadım hiç bir sözümde, İki soluk ışık kaldı gözümde, Ağıtlar yakmakla meşgulüm şimdi. Ayrılık bir ömür kâbusum oldu, Açtığın her yara yerini buldu, Baharla gönlüme çiçek mi doldu? Kor düşürdün gittin, sinem yanıyor. İzinsiz girdiğin gönül bağımda, Talancılık ettin en toy çağımda, Kar yağdı sayende umut dağımda, Sen gözyaşı dökmez yalancıymışsın. Yine akşam oldu güneş batıyor, Yıldızlı gökyüzü hayal satıyor, Gecenin koynunda bin dert yatıyor, Sükût demir atmış geçmişlerdeyiz. Zor günlerde sevda pek çetin olur, Sevgin derin derin ayrılık solur, Şu yüreğim az-çok teselli bulur, Tebessümün düşe gönül kubbeme. Etrafımı sarmış kalkmaz, kör duman, Bir sana bir bana yanarım yaman, Geçmişi unutmak istediğim an, Karşımda, eski bir aşk buluyorum. Beynimin içinde kesmez bir nacak, Kafamı deşmeye vurdu vuracak, Yüreğimde sonsuz acı duracak, Hiç vicdan azabı çekmiyor musun? Dönüp de bakınca geçmiş yıllara, Zihnimde sorular düşer yollara, Buzlar çözmedikçe can yok dallara, Şekilsiz, gölgeler netleşmeyecek. Teselli, hicrana pranga vurmaz, Bir kapris bir ego buraya varmaz, Kırılan kalpleri hiçbir söz sarmaz, Akan gözyaşları, pişmanlıklar boş. Kime sığınırdım, ben senden başka, Çağrıma bir cevap verseydin keşke, Anlayış gösterip saf temiz aşka; Cehenneme atıp yaksan olurdu? Narlar alev alev çiçek dolacak, Bir denizde iki dalga kalacak, Zamanla sayfalar belki solacak, Yaşadıkça bitmez bu hikâyemiz. |