Gül Yapraklarından Bir Gece - lik Şiirin TenindeRuhuma dikiyorum bir seferde Kocaman ve kirli bir aynayı Ne var ne yok bakmadan Gül yapraklarından bir gecelik giymiş şiir tenine Nefesimden bir mavi süzülüp konuyor omzuna Titrek ve ürkek bir rüzgar boynunu yalıyor Bir sözcük yanaklarından akıyor şiirin Saçlarında terli cümleler Sonra şiirin bir düğmesini açıyorum Bir düğmesini daha Bir düğmesini daha Gecemin saydamlığından geçebilen tarçınlı imgeler Tarifsiz bir çığlık düşüyor göğsümden Bir sözcüğün cümlesine bekaretini vermesi gibi Dikkatli taşı Kırarsın çığlığımı İçinden gece çıkar Yıldız çıkar Dudağın çıkar Dudağım çıkar Daha ne çıkar bu ocaktan Hiçbir çıkarım olmadan bu mırıldanmalarımdan Bir düğmesini daha açıyorum şiirin Sancı dekolteli bir sayfa Nasıl da cilveleşiyor Gecenin vanasını açıp uyursam Zehirlenir miyim karanlıktan? Bir düğmesi daha çözülüyor Düşümün incelen yerinden Tepeden her şey görünüyor Ben değil kuşlar çiziyor Ellerinde boyalı kalemler Genç bir ırmak saçlarını tarıyor Pek heyecanlı Nasıl da hızlı akıyor düşleri yatağından Belli ki aksine yıldız yansımış bir nehre vurulmuş Dere başında yüzüne su çırpan ozan kirvesidir bu anın Bir ıslık doğuruyor yalnızlığım Onun penceresinden içeri sızıyor Göğsüne usulca bir ezgi bırakıyor Bir de not rüyasına : “kuş kanadına küser mi?” Gül yapraklarından bir gece/lik şiirin teninde Nefesimden bir mavi süzülüp konuyor omzuna Her soluğumda bir düğmesi daha çözülüyor şiirin Çırılçıplak kalıyor şiir Ne kadar soyunuk olabilir ki daha bir yaprak Masallarımın kopçası kopuyor bir dolu peri düşüyor dibime Mutlu sonlar ayak altında Kocaman bir aynayı daha dikiyorum Yansımayandan yansıyana geçebilirim diye Bunca yaralı hayalin içinde… Oktay Coşar |
selam