bir dağı aramalı insanbir dağı aramalı insan gün ışığının ilk düştüğü yerde bir karıncanın izini sürüp... modern bir gülüş sarmışken bir ahlat ağacını değmeden çöğürüne ferhat’tan yol bilmeli ferhat’tan dil bilmeli bir taşı aramalı insan bastırıp elini bağrına bir uçurumdan düşer gibi boşluğa bir yaprağın uçuşuna bakıp rüzgarda bırakıp kendini umarsız bir derde veysel’den yar bilmeli aşıktan yaran.. bir yüzü aramalı insan günde kavrulmuş zamanda savrulmuş acılarıyla tutmuş köşe başlarını... bir sözün içinde bir sözün dışında bir baışta belki belki bir dokunuşta bir yüzü aramalı insan. yüzünü aramalı.. insan kendini aramalı insanlığında.. 16/06/2018 ödemiş |