Destandır DEVELİ
Geldikçe uzaklaşan
Gittikçe gelen yârimsin Erciyes Nice sevdalara eşlik ettin Bağrında nice âşıklara ilham verdin Başın her daim dumanlı Söyle derdin nedir Erciyes Göç verdin gurbet ele yıllarca Âşıkların sazında türkü oldun Gurbetçinin gözlerinde yaş Yazdığı mektupta söz Hasretin dildeki suskunluğu oldun Söyle derdin nedir Erciyes Ne acıları sardın kefen niyetine Ne sevinçleri bürüdün ak rengine Davullar çalındı damda düğüne davet için Ağıtlar yakıldı Develioğlu Mehmet için Zala ananın haykırışı Yapma dayıoğlu Ali oynama silahla Erciyes’in akı bulandı allara Osman’ım kurtar yavrumu Elin altında çırpınır Mehmet’im Düğün tuttuk ocak kurmaya Sala eşlik etti kabir başında ki duaya Develim söyle derdin nedir Ağ gelinin ahtı yankılandı Yiğidi koymadı eşkıyanın yanına Ağ gelinin taş kesen bahtı Âşıkların sazında dile geldi yıllarca Develi’m söyle geçmişin nedir Mustafa Kemal Paşa haber saldı Kamberli Osman’a, Osman Çoşkun’a Kiske Köyü’nden başladılar atlı toplamaya Sekiz ay çarpıştılar göğüs göğse amansızca Haçın /Saimbeyli’yi işgalden kurtardılar Vatanperverleri elleriyle ahrete uğurladılar İki tane kırmızı şeritli İstiklal madalyasını Develi’mize sundular Develim söyle geçmişin nedir Binbaşı Ali Faik Bey’in oğlu Yakup Kenan Arıkan Yemen ve Filistin cephesinde şehit bıraktı üç canan Esir düştü İskendiriye’de İngiliz’e Sonra katıldı Çanakkale, Sakarya cengâverine Sakarya İstiklal madalyasını o da sundu Develi’mize Sultan Alparslan yeğenini emanet etti Dev Ali Hıdırellez’den Gala Dağı’na atlayarak Ayak izini buraya yetti Bir deli kuyuya taş atmış Kırk akıllı onu çıkaramamış Deli Ahmet Şıhbarak’tan Arjantin’e yol almış At ilen gemi ilen kimse çıkaramamış Ticaret denince akla ilk geldin Develi’m Ali Rıza Göver hemşerim Bak ne der senin için Birinci işi kar için İkinci işi nam için Üçüncü işi ziyan için yaparsın Bu sözlerimi ekmek teknenin bir yerine asarsın İskarpin dedin mi akla gelir Develi Develioğlu Ömer’im bak ne dedi Ağalar iskarpin giyer, fakirler çarık Oda gönden, oda gönden Ağalar baklava yer, fakirler çörek Oda undan oda undan Develi’de Hak’a açılır her daim eller Mustafa Köksal Asım hocamı anmadan olmaz Peygamberimiz adlı eserini okumamak olmaz Kendi kelamı ile Günahlarım üzerinde bir damla yaş bu eserim, Onu belki eritecek yavaş yavaş bu eserim Develi aşığı ararsan çok Ahmet Gürlek hocamı bilenler çok Develim söyle yârin nerde Seyrani’min dilinden aktı sazına sözler Kimler geldi atıştırmalarda pes edip gidenler Develi’den İstanbul’a yol eğlediler "Yedi yıl eğlendi, kaldı Seyrani Bütün tahsil etti ilmi irfanı Sendeyken her türlü mürüvvet kanı Bulmadın derdime çare İstanbul" Bağ bozumu kaynar kazanlar Erciyes’in karına katık pekmezin Dertlinin devası oldu çamurun Zile’deki acı suyun Birde cıvıklına eşlik eder soğukça suyun Develi’de kurulur Salı Pazarı Köylerden gelir eş dost akrabası Bir köşede anaların bakraçlarda ki yoğurdu İnce bellide yudumlanır dedelerin dostluğu Kıraç dağlıklarında yetişir Epce’nin‘’gacer otu’’ Ondan yaptın mı ekmeğini pilavını aşını Deva olur hastalara dertleri gacer ile geçer Elbiz’in suyu bahçelere candır Merav’lar o suları bahçelere vardır Evlerde çemen karılır Paşaların kırmızıbiberi olmadan tadı yarım kalır Develi’den çıktı çok âşıklar, ozanlar, şairler Orhan Cebeci’nin kaleminden selam gönderdiler Arabacı Yolun bizim Develi’ye uğrarsa selam söylersin Soran olmazsa Zengin olduğumu söylersin O zaman anamı da sorarlar, baba mı da Zile’den Bakırköy’e zabıtalar götürdü Dilber’i Eşi Mustafa’yı, oğlu Recep’i son kez gördü Kara trenin koltuklarında kolları bağlı Sinmiş gözlerde kim bilir ne acılar saklı Tedaviden sonra döndü memleketine Delilik eklendi adının önüne Nerde yatar şimdi bilinmeye Gurbette yolum düştü Fizan’a Sordum köyümü, lakabımı İbrahim Kozanoğlu’na Mustafa Taş hocama Fayız’lar derler size Göç vermişsiniz hep yaban ele Kadir Özdamar hocam oldu vesile Beni tanıttı tek tek hemşehrilerime Kırkımdan sonra gördüm memleketimi Suyundan kandım Havasına sardım hasretimi Yukarı Develi’den kadim dostum Metin Özçimen ile Senelerdir yazdık çizdik Şimdi geldi sıra memleketimize hizmete Bir acı kahvenin varsa kırk yıl hatırı Hakkınızı helal edin Fayızlar’dan Gürhan’ın hemşerilerine kalır satırları |