Yetim Duygular
Arz ve sema kül olur yetimlerin âhından
Payına düşmez ışık aydınlık sabahından Hüzünkâr yüreğinde kahır yükünü taşır Kıvrım kıvrım yolları bir başına dolaşır Uğramaz bir tebessüm solgun dudaklarına Ağır gelir bedeni cılız ayaklarına Millet bayram ederken onun bağrı kan olur Yaşadığı çileler acıklı roman olur Ezildikçe ezilir, büker durur boynunu Tok görüneyim diye taş doldurur koynunu Aldığı her nefeste sabır bitip taşarken Elalem bir ölürken o bin ölür yaşarken Haramiler keserken gün ortası yolunu Acılar kırıp döker kanadını kolunu Rüzgâr tarar şefkatle okşanmamış saçını Döşeklere düşünce kim verir ilacını?... Gözbebeği taşımaz kızgın gözyaşlarını Mesken eder kendine yüce dağ başlarını Keşkelere mahkûmdur sitem yüklü sözleri Yokuşlar kaderidir düşlese de düzleri Yüreğini sarmış da mesken tutmuş acılar Upuzun gecelerde sırdaşıdır sancılar Gönülde depreşirken onca yetim duygular Kemirdikçe kemirir belleğini kaygılar Tamtakır hissiyatı acılarla beslenir Bölünür uykuları, heyulalar seslenir Dertlerle bir başına eziyettir yaşamak Bunca çileye rağmen meziyettir yaşamak Prangalara mahkûm, özgürlük nedir bilmez Yarası sağalmadan yetimin yüzü gülmez Umutlar Kaf Dağı’nda geleceğine dair… Yetimi yetim anlar sen anlamazsın şair!... M. NİHAT MALKOÇ |