Zamanla yakınlaşır sülünle mağrur gül Rüzgâr, estikçe kuşa sallanır usul usul Naz ile işve yapar, görünce sabahları Şımartır çiçeğini, maşukun nigahları
Der ki kendi kendine: “Yine ter ü tazeyim.” Sülün gelir: “Boynuna şebnemleri dizeyim.” “Bir gerdanlık yapayım, damlaları fecirde.” “Bir buse yeter bana; hiç gözüm yok ecirde.” Gül, “Peki” der Sülüne ve başı yere eğer. “Kuşun tam gagasına, yüzüne hârı değer.” Hem kanar hem de acır zavallının derisi. Ve şöyle devam eder muhabbetin gerisi: “Dikenlerin vardı da niye söylemedin gül” “Hiç hoşuma gitmedi, ister kız, ister üzül.” “Canımı yakan asla, canan olamaz bana.” “Kim bilir ne eziyet veriyorsun bağbana.” Gül üzülür ve hüznü, renginden belli olur: “Samimi ise âşık, bende kusur mu bulur?” “Şekva etme, Mevladır özüme koyan hârı.” “Sana zararı varsa, bana yok mudur kârı?” “Yâre fayda vereni sen de sev ey Sülün.” “Birazcık tevazuya, olmalı tenezzülün.” “Aşk, fedakarlık ister, hârımdan âh u zârsın.” “Dünyada en güzel gül benim niye kızarsın.” “Gökkubenin altında, duyuldu ihtişamım.” “Güzel namımı bilir İstanbul ile Şam’ım” Sülün kanatlarını açtı: “Övme zatını!” “Bir hazan cehenneme çevirir hayatını.” “Sevmem, yârin cevrü cefasını çekemem.” “Biraz güzelsin diye kanlarımı dökemem.” “Bahçeye dönüp bir bak, ter ü taze güller var.” “Aşkından dil-i şeyda muhteşem bülbüller var.” “Sen devam et mağrur olmaya cemalinle.” “Sana son tavsiyemdir, ilgilen kemalinle” “Eylül gelince ey gül, bakan olmaz yüzüne.” “Onun nazarını hiç çekmedin ki özüne.” “Dilinden düşürmedin, kendini, cemalini.” “Seçmedin hiçbir zaman yolların helalini.” “Güzelliğini bir yem olarak kullandın yem.” “Hoşuna gitti her dem, sevgilindeki elem.” “Ahlakına çekseydin, sevenin nazarını” “Belki de hayli zarif bulurdu şu hârını.” “Ben gidiyorum artık, her dem güzel kalasın.” “Günün birinde gerçek dost u yâran bulasın.” “Sonbahara iki ay kaldı, sür, zevk ü sefa.” “Hoş suretinle eyle n e f s i n i müdaafa.” Gül bayağı üzülür: “Dur gitme, gitme sülün.” “Bu bahçede, burada, sensiz ne yapar gülün.” “Boynu bükük bırakma, zaten gönlüm yaralı” “Terk edilmek, galiba sevdanın son kuralı.”
Kuş cevabını verir: “Senin derdin aşk değil.” “Bir şey söyleyeceğim, azıcık yere eğil.” “Sen şu gönlüme hitap etmedin ki seveyim.” “Beni hiç sevmedin ki seni candan öveyim.”
Surete tapan bir yâr, bırakıp verasında Kaybolur gider sülün güllerin arasında Zavallı çiçek bekler gelecek diye geri Güzel ahlakla artar, güzelliğin değeri Bunu hiç anlamadı, ya da istemedi gül Terk edilmek aslında geride kalana zül Zira hiç beklemezken firakı kaderinde Kendini gömülü, bulur merkaderinde
Aşk bir bülbüle benzer, kalp de altın kafese Bir kez kaçtı mı dönmez çağıran güzel sese
(c) Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve/veya temsilcilerine aittir.
Şiirlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur.
SÜLÜN 🌹 BÜLBÜL / 2 şiirine yorum yap
Okuduğunuz şiir ile ilgili düşüncelerinizi diğer okuyucular ile paylaşmak ister misiniz?
SÜLÜN 🌹 BÜLBÜL / 2 şiirine yorum yapabilmek için üye olmalısınız.