Pervâneler
Sevsin diye baş eğmiş nâ’mahrem helâline
Ruhuna değen dertli ney’mis pür celâline Gel de gör maksat neymiş şu yaralı hâline Bir karabasan gibi sindi şu pervâneler. *** Yetim kalmış sevdayı bir eleme salmışlar Olsun diye mânâsı, maksâdını çalmışlar Vuslat hasrete gebe, ümidini almışlar Gaib’den bir umuttu, indi şu pervâneler. *** Endâmını bürümüş bir zifiri geceden Vâr olsun diye sevda bin bir türlü heceden Sille yemiş vefâsız, kıymet bilmez niceden Bir gam gibi sırtına, bindi şu pervâneler. *** Yalnızlık uykusuna dalmış nice derinden Öyle bir melânet ki kalkmaz olmuş yerinden Aşkın çizdiği kader, veremi ciğerinden... "Sökte at" diyemeyen, kin’di şu pervâneler. *** Vuslata erememiş bir güzel yatar burda Ufukta doğamayan bir güneş batar burda Aşkından verem olmuş bir yürek atar burda Ne bir perî, ne velî, cin’di şu pervâneler. *** Sükûta erdi dertler, çekildi türlü âlem Sinesinde yaraydı sonunda bitti elem Mâbed’den çıktı şeytan, kırıldı artık sânem Sönmeyen bir alevdi, dindi şu pervâneler. ............ Ali Urgan |
Kutlarım...
................................................... Saygı ve selamlar..