YİTİK ZAMANLARA...
Yaşam rengini kaybetmiş birgün.
Mavi umudu, beyaz masumiyeti yitirmiş. Kül grisi kaplamış ufukları. Göz gözü görmez olmuş. Alıp götürsem, sabır dokuyan halı ustasına; Solmayan kök boyalara batırsa. Maviye umut, beyaza masumiyet katsa tutam tutam. Kirli griler çekip gitse. Ufuklar yeniden mavileşse. Masumiyet günahları silse. * Yaşam susmayı unutmuş birgün. Yalnızca kendi sesini duyar olmuş. ’Ben. ben ’ demekten kelimeler yorulmuş. Alıp götürsem çile çekmiş bir dervişe; Sessizlik oruçlarında öğrense ’sen ’ demeyi. Kavgalar bitip gitse. ’Biz ’olmanın gücünde, sessizliğin şarkısını dinlese. * Yaşam sevmeyi yitirmiş bir gün. Yalnızca öç almayı bilir olmuş. Alıp götürsem, yürümesini öğrenen çocuğa; Sevmeyi öğrense yeniden. Almadan vermeyi bilse. Gülümsemek ücretsiz olsa. * Umudun mavisi, beyazın masumiyeti, bağışlamanın huzuru, sevginin ÇOCUK HALİ, sarıp sarmalasa yeniden. Kavuşsa yitik zamanlara Sevmekle başlasa her şey... Olmaz mı, OLUR... Yeter ki, ilk taşı sen koy. |