Bir varmış bin yok olmuş
Bakın şimdi size ne anlatacağım!
Bir varmış bir yokmuş diye başlar ya masallar, bizde şu "üç günlük" dünya için bu şekilde başlayabiliriz; lakin "üç gün" çok gibi..! Bir varmış bir yokmuş tam ihtiyacımız olan cümle. Ve başlıyoruz... Bir varmış bir yokmuş. Var olan aslında yokmuş. Yok dediğiniz ne varsa varlıktan korkmuş. Karanlıkmış mekan ışık yokmuş. karanlık; ışığın yokluğuymuş! Güneş varmış, gün aymış.. güneş yokmuş gül solmuş... Bahar olmuş, güz olmuş. dünya döne döne bir hal olmuş. Saat gün olmuş, günler hafta, haftalar ay, aylar yıl olmuş. ömür böyle giderken ahirete, ahirzaman olmuş. zaman, ahirette yok olmuş. Ne gün varmış ne yıl. an yokmuş an! Cennet varmış, günahkar yokmuş. Yok olan günah, cehennemde var olmuş! Cehennem Yakmış. Günahkarı Cehennem paklarmış... İnsan bu; bir varmış bir yokmuş! Allahın emri Peygamberin kavli ile ölüm, insanı toprağa istiyormuş. İnsan ile toprak bir birlerini görmüşler beğenmişler bize söz düşmezmiş. Vuslat toprak altı iken insan toprak üstüne vurulmuş. Ölüm hak, inanan çokmuş. İnananda inanmayanda ölüyormuş. Ölüm var olanı yok ederken, yok olanı var ediyormuş. Anlayacağın; bir varmış bin yok olmuş! Bu hikayenin sonu olmazmış mış mış.. Okuyan ne anlarsa yazan onu yazmış. Mış mış... Yazanın ne kusuru varsa okuyan af buyursunmuş. Muş muş... Nasılsa insan değil mi? bugün varsa yarın yok olurmuş. muş muş... saale. |