AĞLADIM BEN
Anamdan doğunca, dünyaya baktım, şöyle,
Kurtlar vadisindeyim diye, ağladım ben. Bu günleri görmüşüm, o günün diliyle, Dost ihanetine uğradım, ağladım ben. Anam-babam yalaka evladı severdi, Kocamış kurtlar, yavru kuzuyu geverdi, Çocukları seviyorum diye döverdi, Ceketimi başıma çekip, ağladım ben. Sıkışınca dost sanıp, kapısına vardım, “Elimden tutar mı?” ümidiyle yalvardım, Dinledi, dinledi, ben de inandı sandım, Senin meselen dedi, döndüm, ağladım ben. Denemeden onu dostum oldu sanmıştım, Gerçi ben hiçbir zaman akıllanmamıştım, Denize düşünce yılana sarılmıştım, İlgilendirmez dedi, yandım, ağladım ben. Muhtaç olsa, gece açardı, telefonu, Yere kapaklandım, tanıdım, şükür onu, Akılsız kafam, daha çok yer, yaş odunu, Vay yalnızlığım dedim, döndüm, ağladım ben. Evde karıyla-oğlan uyladı kafayı, Bilekler güçlendi, oldular kabadayı, Domuzdan daha adidir, emmiler, dayı, Daha akıllanmadım dedim, ağladım ben. Kafam kocamandır, akıldan yoktur zerre, Anamdan doğduğum gibi, giderim kabre, Gelen, giden boynuzsuz buldu, hal nadire, Kabre girmeden öldüm dedim, ağladım ben. 30/09/2005 |