Gökyüzü Eflatun Değildi...
Ay ışığının bile soğuyan yüreğimi ısıtmadığı bir geceydi o gece
Issız korularda aşk şarkılarının en afilli sarhoşluğu yankılanırken kayboldum sonsuzlukta Çünkü sonsuzluk artık onsuzlukta .. Ağlarsam güçsüz sanır diye ağlamadığımdan bu yana Hiç bir işe yaramayan gözyaşlarımı hapsettim korunun karanlığına Elbet sevmişti beni bir ara Ama emin olamadığı bir duygunun dehlizlerinde kalmaktan yoruldum sonunda Çok zaman huzuru bulduğum altın gözlerindeki huzursuzluğu da tadınca Vazgeçmeyi seçtim yana yıkıla Çok cevaplı bir soru gibi meşgul ettiği aklıma söz geçiremedim uzun bir zaman Durup dinlenmeden kendimce bir hata aradığım kendimdeki hatayı da bir türlü bulamayınca Ona onun gözüyle uzun uzun baktım Herşey olması gerektiği kadardı aslında Güneşe özenen bir çift puslu göz Ateş kırmızısı ince dudaklar ve burnu Hepsi sıradandı.. Ona benim gözümle bakmayı bıraktığımdan bu yana Gökyüzünün eflatun olmadığını farkettim. Kuşların hep aynı istikamete uçtuğunu ve yıldızların hepsinin eşit parladığını.. Bir buğday tanesi kadarki yerimin doldurulması zor olmasa gerek diye düşünerek Ve saçlarının artık bana ihtiyacı olmadığını da farkederek Vazgeçtim ondan.. Biliyorum onsuzluktaki özlemek eylemim Eskiden biraz fazlaca.. Ama bana ben olmadığını anladıktan sonra Ona ben olamayışımı sorgulamaktan da vazgectim.. Ve artık eminim.. Gökyüzü asla ve asla eflatun değildi Sadece saçları fazla parlaktı... Burcu KURT |