Yufka
Mis gibi bir koku geldi burnuma
Fırladım adeta kalktım yataktan Mutfağa göz attım, gitti zoruma Kimsecikler yoktu çayı kaynatan Usulca yatağa doğru yöneldim Uyuyan hanıma bir iç geçirdim Koku ilerlerken sanki delirdim Elbiseyi giydim, acil taraftan Komşu evde idi çıkınca bildim O anda beynimi adeta sildim Rahmetli anamı karşımda gördüm Kızgın sacda pişen bazlamalardan Kapkara kızgın sac geldi gözüme Nasılda konurdu ocak üstüne İster bazlama yap, ister gözleme Araya küp peynir, ye soğumadan Açlığı kamçılar mis gibi koku Yumuşak ve narin pamuksu doku Beyin isyan eder, bilmez ki yoku Koş ekmek al bari karşı komşudan.. Yakmışlar tandırı hepsi toplanıp Dillerine bir de türkü dolayıp Yufka açıyorlar, oklava sarıp Nasibimiz var mı pişen hamurdan.. Dedim ki “-komşular, hak mı sizin ki Sıcak yufka olur, çekmez mi nefsi Bir dürümlük olsun, niye düşmez ki Sarıp verin demet’in ortasından..” Dedi ki birisi; “- Afiyet olsun, Hele azcık bekle, biraz soğusun İstemem midene hamur otursun Tadı gidemesin hiç damağından..” Tamam, beklerim de sabır kalmadı Yufkayı gördüm de yine olmadı Bu mis gibi koku, ruhuma daldı Çıkmaz ömür geçse, bir an aklımdan.. Açlık zamanıma geldi şüphesiz Böyle tamah etmem bunu biliniz Her yufka açışta gelir sesiniz Türkülü şarkılı dost sofrasından.. Ben sabah derim ya bak öğle oldu Bugün izinliydim, izin kayboldu Ekmeğin kokusu içime doldu Canım çekti biraz, mis kokusundan Kara sac altında yakılmış talaş Maya geldi diye almış bir telaş Benliğim nefsime verirken savaş Boş dönsem kahreder can sıkısından Sizin açtığınız var ya bu yufka Yüreğimdir sanki incecik soyka Bir dürüm canım var, ilişme daha Pişmeden yenmez ki öz hamurundan.. 16.05.2008 Necati ŞİMŞEK Ankara |