Yahyalı'da Bahar
Yahyalı’ya bahar geldi, durma gel
Tabiatın konuştuğu zamandır. Varmı başka yerde, böyle bir güzel? Yüreklerin tutuştuğu zamandır. Yağmurlar suladı, kabardı menter Tarlalarda yemlik, dağlarda kenger Taşlar yastık olur, çimenler minder Konuklara kol açtığı zamandır Açıldı yaylanın yolu, yolağı Karıştı çiçeğin sarısı, ağı Kırmızı laleler dağın bayrağı Kuzuların koşuştuğu zamandır Kızıl geyik, yalçın dağların süsü Mevlâ’m, hoş bezemiş renk renk örtüsü Kaval eşliğinde koyun sürüsü Boz koçların tokuştuğu zamandır Papatya donatmış bayırı, düzü Pınardan su alır gelini, kızı Unutulmaz bir tat kefle, sütyüzü Lezzetlerin buluştuğu zamandır Rüzgar ılık eser, eritir karı Çiçek çiçek gezer, bal yapar arı Suların türküsü siler efkârı Kekliklerin ötüştüğü zamandır Küçük bir çadır kur, olur bir saray Közde bir çay demle, yıldızları say Tepeden tepeye seker dolunay Bulutların vuruştuğu zamandır Açılır nefesin, dinlenir başın Oğlakkulağından boranı aşın Yıldızlar sevgilin, ay arkadaşın Yârenlerin kavuştuğu zamandır Yeşil donlu ardıç, sedir, kamalak Meşede palamut, çamda kozalak Göller mavi boncuk, şelaleler ak Gök suların tam çoştuğu zamandır Zamantı vadisi, Hacerboğazı Sultan sazlığında turnası, kazı Elması, armudu, dutu, kirazı Meyvelerin yarıştığı zamandır Hasret kalmadın mı, anayurduna? Çıkta bir bak, boyunyolun ardına Duyurmadın diye kahretme bana! Sevenlerin bakıştığı zamandır Küskünlerin barıştığı zamandır. Mehmet Postallı / 2018 |
Kalemin susmasın
______________________Selamlar