bütün mevsimlerin sonu ölümdür
Bütün mevsimlerin sonu ölümdür
Kutsal bir dengenin üzerine kuruluydu kainat Ben se bebekliğimi nehirlerin üzerinde kutsadım damla damla Çocukluğum ışıltılı bir yeryüzünde geçti Kimbilir geleceğim bulutların üstünde Arsızlıkla damgalanan bir yağmur gibi geçecek Oysa benim hiç bir yaram aşktan değildi Dikensiz bir güle hiç tercih etmez sevdalı herhangi bir kadın Korunaksız bir serçe ötüşüydü ergenliğim Zaman sesini yanık bir türküye vermişti Gençliğim yerküreden daha yalnızdı Başucumda duran yeşil bir seccadeye Binlerce kez suskunluğumu yazdım Ne de sevecendi yalan söylerken Bahçendeki aşkım diye açan karanfiller Ve sevgilim sen yaslardın ağıtlarını göğsüme Ellerimin Tanrıya yakarışını görmezlikten gelirdin ve ben yalnız kendimi görürdüm Işıksız bir kainatındikiz aynasında Her mevsimin apayrı bir gizi varken Aralığın benimle alıp veremediği nedir soğuk Çiftleşen yılanlar gibi boynuma dolanıyor Vefasızlıkların urganı Aynalarda bile gözyaşı var Ve saçların bile o kelimeyi söylüyor elveda hayat Suskunluğun izdüşümüyle doldurulan caddeler Çoğaltımış dirençlerini sabaha doğuşuyla umudun Ve huzur beklediğin o yaşlanmış yıllar Mal mülk zevkini yazacak pencerenin okunamayan yüzüne Devrimler yaparak yaşadığın renkli hayat Bir isyancı çocuğuyun elinde Mutsuz bir cenaze götürecek Buz gibi bir aralık ayına Biz inanacağız bütün mevsimlerin sonunun ölüm olduğuna |