Hangi pencereden baksam dışarıya
An/sızılar...
Senin gözlerine doğru gözlerim
Sanki yüreğimden bir kuş kanatlanır
Tam sana biraz daha yaklaştığım o anda
Cama çarparak düşmek bir düş/ten
Avuçlarımda hüzün bulutları
Kalp atışlarım sınırı aşmış durmaya yakın
Aç diyorum aç şu camı pencereyi aç
Çıldıracak kalbim bakışlarında
Kıpkırmızı çıldıracağım...

Sevdeş bir zamandan geçiyorum
Takvimler sırdaş
Sanki dudaklarıma koz kilit vurulmuş
Sustuğuna bakma
İşaret parmağım dudaklarımda
Yakamda bir mikrofon titriyor da titriyor
Ya dört duvar kimden bahsediyor
Yan kapıdan görünen siyah koltuk
Bekleyişlerine sardıkça sarıyorsun günah
Sanki bir haykırış zaman heba zaman heba
Dokunmak şart diyordu az önce
Yüksel Usta
Gelgelelim şimdi anlat bunları kendine
Kendimde iken kırmızı
Kimseler duymasın ikiledim bu gün
Bahçesinde dokuz çamlı tabelası ışıklı dört harfli
Yalnız da gitmedim o dokundu ellerime
O bekledi başımda
Ve hatta tekerlekli sandalyede o taşıdı ne ilginç değil mi

Bu kaçıncı yakışım uzundan kısaya düştüm
Dumanın kapladı içim dışım üstün başın çektikçe çektim
Leş gibi değil bu sevdalı kokunla çık dışarı
Kıpkırmızı yürü
Kıpkırmızı konuş
Kıpkırmızı dinlen
Kıpkırmızı uyu
Ne kadar da çok kırıl/san için dışın kıp/kırmızı
Bir mikrobu sevmek ne güzel şey ne güzel...