KAPILAR
Kapı kapı dolaşıp açık kapı aradım, açılan kapılarda nice ahval taradım
Bir kapıdan girdim de yanan ateş var idi, ateşin üzerine insanlar atlar idi Diğerinde insanlar ateş olmuş yanardı, birkaçı gayret ile onlara su saçardı Girdiğim bir kapıda çocuklar oynuyordu, onları yakmak için çorbalar kaynıyordu Bir kapıdan girence yanan ateş gözlerdi, insanlar birbirini ateşlerle gözlerdi Bir kapıdan içerde ateşler yanıyordu, etrafta pişmiş aştan kazanlar kaynıyordu Açılan bir kapıda yanan insanlar gördüm, ateş dahi onlardan apansız kaçıyordu Bir kapı ki içerde kaynıyordu kazanlar, kazandığını sanıp atlıyordu insanlar Kapının birisinden içerde dünya gördüm, dünyaya secde eden kör cahil başlar gördüm Girdim bir tanesinden ilim ehlini gördüm, birazı okuyordu, bir kısmı bozuyordu. İlim ehlin ateşi beyazdan yanıyordu, kimisi bozuyordu siyaha boyuyordu Bir kapıdan bakınca karanlıktı içeri, yalın bir son parladı karanlıktan içeri. Açtığım bir kapıdan ateş bana seslendi, bu kapıdan içeri yanmak için gir dendi Ben bakıp geçiyorum kapılardan içeri, girmek istemiyordum davete durdum beri Bir kapıya gelince açılmadı bir türlü, sanki asansör gibi beni göğe götürdü. Semadan arza doğru pencereler açıldı, açılan pencereler âlemlere saçıldı Sayısız kapılarda insanlar gördüm o dem, bir ben değil âlemmiş nice kapılar gezen. En büyük kapı sonda heybetiyle ilişti, gözlerim kaldı onda sanki alem değişti O kapı bir başkaydı güllerle bezeliydi, sanki bu alemlerin en güzel ezeliydi. O kapıdan içeri girmek istedim hemen, girmeliydim içeri, içerde neydi gizem Bir not sallanıyordu kapının girişinde; insan ol girmek için, gayri fütur istemem- Her kapıyı gör ama bil insan kapısını, oku şiir değil O, O alem yazısını. İdrakime ağırdı o notun manası ne! İnsan kapısının sözle hülasası ne? Kalmadı takatim de birden ardını sordum, Kâinat kitabını o an yanımda gördüm. |