Okuduğunuz şiir 21.5.2008 tarihinde günün şiiri olarak seçilmiştir.
DAĞ YOLUNDA
O mu öndeydi, ben mi ben mi ona yetiştim, o mu bana yok önemi; işte şimdi yürüyoruz yan yana...
Işıltının çağıltıya dönüştüğü an gördü güneş kendini; kar beyazdı, su saydam sonra oldu ne olduysa gizini kendisi çözdü aynam yedi renkti ebemkuşağı sese ses, göze gözdü, o da aynısını söyledi bakıp kendisini anlayana...
Çam dibinde yatan adam iğne yapraklarda sayıkladı güneşin kolları / kendine çeker dalları düşlerindeki kadın toprağa saçlarını salıp uzanınca altına aynı ağacın gece indi gözlerine...
’Kalk gidelim!’ dedi adam yürüdüler dere boyunca sonunda günlük yolun oturup akşamüstü bir taşa bir ağaca daha baktılar / bir de kuşa kutsadılar zeytin dalını arıyı, çiçeği ve balını ... gövdesiydi güneşin ölesiye taptıkları ters bir ağacın gölgesiydi gece diye baktıkları ...
O mu beni geçti ben mi ona yetişemedim yok önemi işte şimdi güneş vururken dağlarda karı hâlâ yürüyoruz bayır aşağı yokuş yukarı ...
Şaban AKTAŞ
Yayımlanmıştır. DÜŞLÜK / TEMMUZ - AĞUSTOS / 2001 ANTALYA
(c) Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve/veya temsilcilerine aittir.
Şiirlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur.
DAĞ YOLUNDA şiirine yorum yap
Okuduğunuz şiir ile ilgili düşüncelerinizi diğer okuyucular ile paylaşmak ister misiniz?
DAĞ YOLUNDA şiirine yorum yapabilmek için üye olmalısınız.
Güne şiir olmuş; bizim "bugünümüze" düşmüş; yetişip emeği kutlayamamışız. Bir üçüncü kurdele takıp affımızı istiyoruz. Taktık; ve gerçekten yürüdük yokuş yukarı..
Hiç bitmeyen yürüyüşler ve ardında doğan güneş...önünde umut illaki sonunda MUTLULUM mu...? Bütün güzellikleri hak eden bu enfes şiirinizi kalben kutluyorum .Kaleminiz daim baki,ali olsun üstad.
Çam dibinde yatan adam iğne yapraklarda sayıkladı güneşin kolları / kendine çeker dalları düşlerindeki kadın toprağa saçlarını salıp uzanınca altına aynı ağacın gece indi gözlerine ...
Her ne kadar anlatılan iki kişi olsa da, iki kişi üzerinden bütün toplum anlatılıyor. Artı, güneşin kendine çektiği dalları duyuyor ve tatil yapıyorsunuz.Orman, güneş, bayır aşağı, yokuş yukarı gitmiyormuyuz gece güdüz uzun ince bir yolda.Hem tatil hem felsefe. Tebrik ediyor ve devamını bekliyorum.Şiirin hikayesini merak ediyorum.
O mu beni geçti ben mi ona yetişemedim yok önemi işte şimdi güneş vururken dağlarda karı halâ yürüyoruz bayır aşağı yokuş yukarı ...
Karlı bir günde başlayan birlikteliğin , karlı bir günde tekil birliğe dönüşü anlatılmış. O na yetişilmişliğin
ya da onun geçmesinin önemi yoktur.Öyleyse o geçip gitmiş demektir.Uzaklaşıp giden ( o ) ile bayır aşagı,
yokuş yukarı yürümek nasıl olabilir.O gitmiş şaire hatırası kalmıştır.Şair onun yokluğuna rağmen
anılarını yad etmek için tek başına ama onun anılarıyla inip çıkmaktadır karlı bayırları.
Şiir ilginç bir şekilde başlayıp, hazin bir ayrılıkla biten bir birlikyeliğin ardınsıra sürünmede kalmayı,
karlı ,kışlı, bayırlı bir ağaçlık manzarasının fonunda aktarıyor.
Fakat son dizelerde anlamın açık ve anlaşılır olmaması , okuru sevgilinin gidip gitmediği konusunda
belirsizlikte bırakıyor.
Şair , şiirde şiire kıvraklık kazandırayım derken bazı mısralarda özne ile yüklemin kişi bakımından uyuşmazlığına yol açan ifade bozukluklarına düşmüştür. ben mi ona yetiştim , o mu bana = ( yetiştim ) yüklemi ortak kullanılmıştır. ( o mu bana YETİŞTİM )gibi.
Bunlara rağmen şiir güzel betimlermeleri ve fonunda enfes bir şekilde betimlenmiş kış manzarası ,
samimi söylemiyle güzel bir şiirdir.
Şiir esas tema olarak öteki ile bütünleşmenin sonucu mesafe algısının önemini yitiemesi tahhayülünü işler.
Onun için öteki de artık bir ben olduğundan ileri,geri,ön veya arka gibi mesafe uzakllığının hükmü
kalmamıştır. İfade bozukluklarını belki de bu algıların önemsizleştirilmesi çecevesinde düşünerek hoş
görmeliyiz.
Değerli şairimizi en içten dileklerimle kutlar ve tebrik ederim.
''Şair , şiirde şiire kıvraklık kazandırayım derken bazı mısralarda özne ile yüklemin kişi bakımından uyuşmazlığına yol açan ifade bozukluklarına düşmüştür. ben mi ona yetiştim , o mu bana = ( yetiştim ) yüklemi ortak kullanılmıştır. ( o mu bana YETİŞTİM )gibi.''
Burada fiilin ''yetiştim'' yükleminin ikincikez yetişit biçiminde kullanılmasına gerek yoktur. Bu şiir dilidir ve yüklem epilasyona (düşmüştür- gereksizdir, çünkü anlatılmak istenen anlaşılıyor)uğramıştır. saygılarımla.
Olay karlı bir günde değil güneşli bir günde yapılan doğa yürüyüşünü konu almaktadır.Günlük bir yaşam öyküsü yaşamın tümüne yansıtılmak istenmiş;çünkü şair açısından yaşanılan onun kendi gerçeğidir.Geçilen yolda kar yok fakat dağların doruklarında kar var...Karın, bulutun ,erimenin buharlaşmanın ,daha önceden yapılmış gözlem deney ve yaşanmışılklar ile ilintisi şiirsel kugulamada şöyle konuşlanmı:; Güneş yanıyor,kendini görmek için aynaya ihtiyacı var; ancak su aynasında kendini görmeye başlıyor;su ise karların eridiği noktada ayna konumuna geçiyor;eriyen su akışa sevdaya ses oluşa çıkıyor...Hava toprak ateş ve su (Güneş tekeri ) dört temel elementin arasındaki etkileşim ve döngünün görünen ve görünmeyen yanları ile nası laşka dönüştüğüdür anlatılan...Bu izlek genelde sanatsal yaşamın ve aşkın bel kemiğini oluşturur.Saygımla...
Sevgili Şahamettin bey;şiir değil de öykü yazsaydım siz haklı olabilirdiniz, ama şiir dili düz yazının ötesinde soyut bir takım anlamları da içine alması istenen belirli bir kurala tabi tutulamayacak kadar özgür bir dildir... Ben size öykü yazmak isteseydim bu şiiri de öyüler sayfasına asmama gerekirdi. Düşünün ,düşünmek eylemi zihin açar,sizden önce Yıldız Selin hanım da aynı şeyi söylemiş,ben bu konuda sizinle aynı düşünmek durumunda değilim, bence sizlerin savı şiir için geçerli olamaz...Saygımla...
" O mu öndeydi , ben mi ben mi ona yetiştim , o mu bana"
şiirin girişindeki bu iki mısradaki anlatım bozukluğu dikkatimi çekti. özneleri farklı olan ifadeleri aynı yükleme bağlamak bir anlatım bozukluğudur. her ne kadar birçok şiirde ve hatta popüler şarkılarda da bunun örneklerine rastlasak da bu, durumu değiştirmez.
şiirin sonunda, girişte yapılan bu yanlış ifadenin önüne geçilmiş. o mısralara dönersek:
" O mu öndeydi , ben mi ben mi ona yetiştim , o mu bana"
o mu öndeydi ( özne 3.tekil şahıs) ben mi (özne 1.tekil şahıs) ben mi ona yetiştim (özne 1.tekil şahıs), o mu bana ( özne 3. tekil şahıs)
şöyle anlam çıkıyor: o mu öndeydi ben mi öndeydi ( yüklem "öndeydi" ) ben mi ona yetiştim o mu bana yetiştim ( yüklem "yetiştim)
bu nedenle özneleri farklı olan cümleleri sıralı cümle yaparken aynı yükleme bağlarsak böyle hatalı bir ifade ortaya çıkmış oluyor.
bunun dışında şiir gayet güzel bir temayı gayet de güzel bir anlatımla okura verebilmiştir.
şiir her türlü fazlalığı atabilir, düşme normal gibi o kadar komik ifadeler yazmışsınız ki...
daha öğe düşmesinin nasıl olduğundan haberiniz yok. isterseniz anlatırım çünkü mesleğim bu.
ayrıca şiir dilini ve Türkçe'yi en son öğretecek kişisiniz. şiir dili demek, ben kuralları tanımam, istediğim yerde öğe kullanmam istediğim yerde kullanırım demek değildir.
bilgim olmayan konularda eleştiri yapmam. keşke siz de bilginiz olmayan konularda konuşmasaydınız da bir şeyler öğrenseydiniz.
ANLADIĞIM KADARIYLA ŞİİR DİLİNDEN BİHABERSİNİZ ! ŞİİR HER TÜRLÜ FAZLALLIĞI ATTIĞI GİBİ BURADA DA ANLATILMAK İSTENİLEN ANLAŞILDIĞI İÇİN DÜŞME SON DERECE DOĞAL OLMANIN ÖTESİNDE DOĞRU YAZMANIN GEREĞİDİR!SADECE ELEŞTİRİ YAPMIŞ OLMAK VE ÜZERİNİZDE BU ŞEKİLDE DİKKAT ÇEKMEK İSTEYİŞİNİZİ SON DERECE YADIRGADIM.HİÇ KUSURA BAKMAYI !
Dün bu şiiri ilk okuyanlardanım.Bu gün tekrar tekrar okudum.Hayatın içinden yazılmış bu ŞİİRİ VE ŞAİRİ hakettiği yerde görmek son derece sevindirici bir olay. KUTLUYORUM:Yeteneğini en baştan yadsıdığım ŞİİR dostuna DAHA NİCE GÜZELLİKLER DİLİYORUM: SAYGILARIMLA ŞİİR VE SEVGİYLE KALIN.
O mu beni geçti ben mi ona yetişemedim yok önemi işte şimdi güneş vururken dağlarda karı halâ yürüyoruz bayır aşağı yokuş yukarı ...
tebrikler diyeyim çünki nutkum tutuldu.. şiir mi diyeyim bir hikaye mi diyeyim bir filim mi diyeyim... çok güzeldi / çokkkk duygu doğa sevgi sadakat sıcaklık her şey vardı...
yürekten kutluyorum, hem sizi hemde yazan elleri..
O mu beni geçti ben mi ona yetişemedim yok önemi işte şimdi güneş vururken dağlarda karı halâ yürüyoruz bayır aşağı yokuş yukarı ... **************************************************** gereken söylenmiş bizede tebrik etmek düştü başarılar daim olsun inş.
’ Kalk gidelim ! ’ dedi adam yürüdüler dere boyunca sonunda günlük yolun oturup akşamüstü bir taşa bir ağaca daha baktılar / bir de kuşa kutsadılar zeytin dalını arıyı , çiçeği ve balını ... gövdesiydi güneşin ölesiye taptıkları ters bir ağacın gölgesiydi gece diye baktıkları ...
O mu beni geçti ben mi ona yetişemedim yok önemi işte şimdi güneş vururken dağlarda karı halâ yürüyoruz bayır aşağı yokuş yukarı ...
Hüzünlü bir hikaye şiir dilinde vücut bulmuş gibi, ben gibi, sen gibi...
’ Kalk gidelim ! ’ dedi adam yürüdüler dere boyunca sonunda günlük yolun oturup akşamüstü bir taşa bir ağaca daha baktılar / bir de kuşa kutsadılar zeytin dalını arıyı , çiçeği ve balını ... gövdesiydi güneşin ölesiye taptıkları ters bir ağacın gölgesiydi gece diye baktıkları ...
O mu beni geçti ben mi ona yetişemedim yok önemi işte şimdi güneş vururken dağlarda karı halâ yürüyoruz bayır aşağı yokuş yukarı ...
Yüreğinize sağlık,güzel bir şiir okudum,gönül kaleminizden,saygılarımla...
Uzun beraberliklerin kutsallığa eriştiği yaşamda kimin önde kimin arkada yada yanyana olmasının ince tezatlarıyla örüldüğü harika bir şaheser. Tebrikler.
O mu öndeydi , ben mi ben mi ona yetiştim , o mu bana yok önemi ; işte şimdi yürüyoruz yan yana ...
Işıltının çağıltıya dönüştüğü an gördü güneş kendini ; kar beyazdı , su saydam sonra oldu ne olduysa gizini kendisi çözdü aynam yedi renkti ebemkuşağı sese ses , göze gözdü , o da aynısını söyledi bakıp kendisini anlayana ...
Çam dibinde yatan adam iğne yapraklarda sayıkladı güneşin kolları / kendine çeker dalları düşlerindeki kadın toprağa saçlarını salıp uzanınca altına aynı ağacın gece indi gözlerine ...
’ Kalk gidelim ! ’ dedi adam yürüdüler dere boyunca sonunda günlük yolun oturup akşamüstü bir taşa bir ağaca daha baktılar / bir de kuşa kutsadılar zeytin dalını arıyı , çiçeği ve balını ... gövdesiydi güneşin ölesiye taptıkları ters bir ağacın gölgesiydi gece diye baktıkları ...
O mu beni geçti ben mi ona yetişemedim yok önemi işte şimdi güneş vururken dağlarda karı halâ yürüyoruz bayır aşağı yokuş yukarı ... Böyle bir şiire ne söylenebilirki Tek kelime ile MUHTEŞEMDİ.Gönlünüze ve emeğinize sağlık. Saygılar sunarım.
bazen geç kaldığımızı düşünürüz hayata sevgiliye bazen de tam tersi olur ama yakaladıysak yanyana gitmesini bilmeliyiz hocam ,güzel şiirinizi paylaştığınız için teşekkür ederim.
tümüyle mükemmeldi çok severim ıspartadan antalyaya uzanan çoğrafyanın hem insaanlarını hemde doğasını yüreğinize sağlık...esenlikler Büyük beğeniyle okudum şiirinizi
Şiir,neredeyse dilin doğuşuyla beraber ortaya çıkan bir yazın türüdür..Şiiri tanımlamak için binlerce ifade kullanılmışsa da doğru ve değişmeyecek bir tanıma ulaşmak olanaksız gibi görünmektedir.. Ancak,kendine ait bir dil ya da söylem kullanması,müzik ve sesle yakın ilişki içinde bulunması ve estetik bir etkileme gücünün olması herkes tarafından kabul edilebilecek özelliklerdir.. bu özellikler fazlasıyla mevcut şiirlerinde... sevgiler....
O mu beni geçti ben mi ona yetişemedim yok önemi işte şimdi güneş vururken dağlarda karı halâ yürüyoruz bayır aşağı yokuş yukarı ...
aşağı.. yukarı.. bazen kolay.. bazen zor.. geçer gider yollarında ya da kollarında yarin hayat..kutlarım harika dizelerinizi gönül güzelliklerinizi..sevgi saygı selamlarımla..
Çam dibinde yatan adam iğne yapraklarda sayıkladı güneşin kolları / kendine çeker dalları düşlerindeki kadın toprağa saçlarını salıp uzanınca altına aynı ağacın gece indi gözlerine ...
’ Kalk gidelim ! ’ dedi adam yürüdüler dere boyunca sonunda günlük yolun oturup akşamüstü bir taşa bir ağaca daha baktılar / bir de kuşa kutsadılar zeytin dalını arıyı , çiçeği ve balını ... gövdesiydi güneşin ölesiye taptıkları ters bir ağacın gölgesiydi gece diye baktıkları ...
O mu beni geçti ben mi ona yetişemedim yok önemi işte şimdi güneş vururken dağlarda karı halâ yürüyoruz bayır aşağı yokuş yukarı ... *************************** kURGUSUNU YAŞANANDAN ALMIŞ DİZELERİNİZİ İ KUTLUYORUM. SAYGILARIMLA ŞİİR VE SEVGİYLE KALIN.
Şiirin hikayesi bir başka yine....dağ yolunda.... Sanki bu ikinci kişi şairin gölgesi gibi, her adım aynı... her düş, her söylem, her fikir... Evet şair gölgesyle yürüyor, ve gölgesiyle yoğuruyor dizeleri... Yani fikirimizin, ve tabiatımızın çevreye aykırı olmadığı sürece, her insanın bizimle aynı karede hareket edip, ve bizimle aynı derecede düşünmesi harika bir durum...İylikle birbirleriyle yarış içinde olmak...
Bu yüzdendirki şair
O mu beni geçti ben mi ona yetişemedim yok önemi............................demektedir... onun bir adım öte gitmesi şaire bir zarar getirmez, çünki ikiside aynı inançlar için düşmüşler yola.... Güzel bir şiirdi, yazan yüreğinize sağlık...
Bir üçüncü kurdele takıp affımızı istiyoruz.
Taktık; ve gerçekten yürüdük yokuş yukarı..