Gökyüzü Hikayeleri-5- (Şair Ve Prenses NOKTA)
Gökyüzü Hikayeleri-5- (Şair Ve Prenses NOKTA)
Ve şair kan ter içinde uyandı. Sık, sık görür olmuştu bu kabusu, Bir karabasandı üzerine çöken. Hayırlara vesile olsun diye düşündü. Nedir bu başıma gelenler. Ben basit Bir şairim. Hayallerimin prensesi. Ve şair Ona aşık oluyor. Hayat ne güzel yaşamak Ne güzel. Nasıl da etkilenmişim. Korku, Yüreğimde kol gezerken. Yatalak olmuştum. Diyardan diyara uçmuşum Bir güzel için ne Hayaller kurmuşum. Meleklerle bir karyolanın Ayak ucunda bağdaş oturmuşum. Uyuyan güzele, Arkadaşlık etmişim. Sabah oldu kabus bitti. Gecenin karanlığıyla beraber Prenseste kayboldu gitti. Bu bir rüya idiyse yaşadığım iyisiyle kötüsüyle, Yaşandı bitti. Aslında bu rüya böyle bitmemeliydi Şair çok uğraştı Ama olmadı olamadı. Şair bir daha sevmemeye yemin etti. Şair kalbini yerinden çıkarıp toprağın o kadar derinlerine gömdü. İstedi ki hiçbir prenses bir daha o kalbi bulup çıkartamasın. Aslında bu rüya böyle bitmemeliydi. Şair hala inanıyor ki, Anadolu’nun bir çok minik kentlerinde hala Prenses olduğunu bilmeyen o kadar çok PRENSES yaşıyor. Ve prensleri tarafından keşfedilmeyi bekliyorlar. Bunu ister şiir olarak kabullenin ister dertleşme olarak kabullenin şair bu Yazıyı yazma hakkını kendinde buldu NOKTA Aslında şair yine sözünü tutamadı. Yine tek başına Sevda yollarında yeni yüreklere doğru yürümeye başladı. Acılarla yoğrulmasaydı başka türlü nasıl yazabilirdi şair. Prensesime; Yüreğim ellerim Göz yaşlarım kalemim oldu 06-07-2006-Perşembe Tuğrul Ahmet Pekel |