ŞU ÇOCUKLUĞUM
Anasız kuzudur,meleyip gezen.
Çaresiz kaldıkça,yaşamdan bezen. Kırılan kalbidir,sessizce dözen. Gün görmeden gitti,şu çocukluğum. Yanıp-tutuştukça,yüreğin başı. Acılar zonklatır,akar gözyaşı. Ağırdır her yerde,yetimin taşı. Kadere kaş çattı,şu çocukluğum. Fanilasız beden,ısıtmaz canı. Katmer-katmer derttir,bizdeki anı. Öksüzün noksandır,soldaki yanı. Dertten derde itti,şu çocukluğum. Anlık yaşamlıdır,çocukluk çağı. Bazen zarar görür,komşunun bağı. Baba duyduğunda,çeker kulağı. Yaramazlığı tattı,şu çocukluğum. Dokuz taş-saklanbaç,körebe-istop. Bitki–şehir–isim,sek sek–yakan top. Derken akşam oldu,gel oyundan kop. Gününe gün kattı,şu çocukluğum. Beş taşla oyuna,neşeler kattı. Bazen de ebeyi,şekere sattı. Mendil kapmacayla,yorulup yattı. Feleğe fors attı,şu çocukluğum. Buluğa yaklaştık,cepte harçlık az. Karşı cins arkadaş,verir hepten haz. Kesede nakit yok,kalırsın ayaz. Gençliğim yok etti,şu çocukluğum. Şükürler ederim,bu yaşa geldik. Anayla-babayı,büyükler bildik. İçimiz ağlasa,yine de güldük. Yaşamadan bitti,şu çocukluğum. _____/____ KURBAN SARCAN |
Bitki–şehir–isim,sek sek–yakan top.
Derken akşam oldu,gel oyundan kop.
Gününe gün kattı,şu çocukluğum."
Ne güzeldi değil mi çocukluk yıllarımız, şimdide torunlarımızla oynayacağız artık o oyunları Emeğinize sağlık, çok güzel bir şiirdi tebrikler sayın Sarcan