sait panco'yu anlatıyor ben seni..
sait
panco’yu anlatıyor ben seni panco sait’in yalnızlığını giyiyor bir akşam üstü bir tiyatro çıkışı sait bir avuç kum panco bir çakıl taşı.. ne kimseler biliyor ne bir çakıl taşı ısınıyor sait’in yüreğinde.. topal aksıyor adımları güne yürürken düşüyor acı kavun tadında gülüşleri.. gözlerinde mor menekşeler kızıla vurmuş yüzün ak bir benek kulağına yakın seni anlatıyorum sait’in panco’yu anlattığı gibi... panco seni bilmiyor sait de bilmiyor gerçi ben de bilmiyorum bu aralar hangi buza değdiğini hangi kara konduğunu gel diyorum sana panco da sait’i çağırıyor gel elini tutuyorum senin panco kolunu omzuna atıyor sait’in dördümüz ve dörttte iki yaşam dörtte iki yokluk ve serseri ve avare bir tanıklık gökyüzüne suya toprağa içimizde açılan kenarlarında nesrinler açan bir boşluğa düşüyoruz arada bir ben tutuyorum senin elinden çıkarıyorum oysa yüreğin orda nesrinlerde takılı.. panco’yu anlatıyor sait hala dinle sesi gelir kulaklarına bir deniz esintisi gibi ötelerden. ben ben de seni anlatıyorum gözlerinde mor menekşeler yüreğin yüreğime sarılmış bir sabah vakti gün pencerede gece bir dal kırçiçeği pıhtılaşıyor zamanla yüreğimize döktüğümüz her şey.. 18/03/2018 ödemiş |
ne söylediği nereye gittiği
beli olmalı ki sözlerin
zevkle okunmalı
okuyucusunu doyurmalı