YENI HAYAT
YENİ HAYAT
Elimde dürmeç. Ayaklarımda çarık koşuyordum. Şarkışladan İstanbula. Yedi Mart bindokuzyüz altmışüç. Tam ellibeş sene önce. Nedense çökelekli dürmecim Çarıklı ayaklarım ve koşmam aklıma geldi. Biz o zamanlar koşmayı bilmezdik. Kopardık, kopuyorduk derdik. İstanbullara, Ankaralara, Adanalara göçtük. Kibarlaştık dilimizi unutarak. Almanyaya geldik tozu dumana katarak. Bir Şubat ikibin onsekiz. Gecenin üçü etrafımızı ateş sardı. Kapımızdaki ateşin aydınlığında Sanki dünyamız karardı. Birileri kast etme planınıdalardı. O anda kanatsız bir melek bizi uyandırdı. Kurtulmuştuk kurtulmasına. Çok acılar takıldı arkasına. Yirmibir Şubat ikibin onsekiz. Hangi yanıma dokunsam Sütten kesiliyor ve bin dert fışkırıyor. Duygular sel misali. Rüzgar esiyor fırtına gibi. Ay karanlığa gömüldü Gözler yana döndü Gövde hafifleşti rüzgarla esti. Hareketsiz bir külçe gibi Kala kaldı baş yastığında. Duygular sevdasız kaldı Hava çok ağır bastı. Yağmurlara meydan okuyur. Göz muslukları çağlayanlarda akıyor. Göğüste nefesler sustu. Renk kireç teninde Hekim bey bir hışım içinde. Yok olan sesizliği dağattı. Hıçkırıklar dağlardan aştı. Derelerle nehirlere karıştı. Barajın susuz kaldığı yerdeyiz. Ciğerler kurumuş yürek alevler içinde. Akıp gitti sevdiğim gözlerde. Koskoca kılinik çöktü üstüme. Ben caresiz sevdiğim biçare. Yetiş ya Xızır dedim Yetişti bir hekim. Derdimize olacakmı çare. Dardayız zordayız kurtar olmayalım biçare. Gönlümün derinliklerinde bir sızı var. Dokunmasın yare. Can uçmasın kafeste Nefes ol Nefes ver hakikata evrene. Can dokunmasın can verene. Bir koridor çok uzunca. Sıra sıra kapılar kapanınca. Alevler göğüsten içeri dalınca. Onları söndürecekmiş gibi Yağmur yağmaya başladı iki çeşmede. O anda. Tüm geçmiş kendiliğinde geçti Gözlerimin önünde. Depreşmede vucut tirtir titriyor. Yabancı el elsiz. Candanda olsa faydasız. Teselisi bile teselli olmuyor. Beklenen bir kapı açıldı. Sanki ölüm meleği orda eli böş yollandı. Gönlümde gözler açıldı. Yorgun ve bitkin bir tebesüm. Gitmedim burdayım seninleyin der gibi baktı. Beni gene benim kahkaham aldattı. Öyle rast gele bir gülme değil benimki. Hani deliler güler ya öyle sanki. Baktımki gene ağlıyorum. Yani sadece gözlerin nemlenmesi değil. Benim ağlamam. Bahar yağmuru gibi. Ardı arkası kesilmeyen gökgürültüsü sanki. Islatmıştım heryanımı. Yeşil hastahane peçetelrinde sular damlıyor. Yağmurlar kesilmeden yağıyor. Bir asır gibi gelen o saatler Bir türlü geçmiyor. Hasretim kabardı. Gözlerim sevdiğimi aradı. Okyanus derinliklerinde bir inci arar gibiyim. Nasıl daldım bu Ummana. Yüzme ney bilmemki ben. Amma gene koşuyorum alabildiğimce. Kavuşayım diye bir an önce. Görebilsem o hasreti. Alsam inciyi avuçlarımın içine. Birde dinse şu gözlerimin pınarları. Şu an hayal bile edemiyorum yarınları. Sonra tekerlekli yatağın içinde. Acilen geçti gözümün önünde. Elimi değdirdim ellerine. Yanındayım burdayım Yumuşaklık kazandırdım dilime. İntensive götürüyorlar. Bende ikinci asansörle indim. Bekleme odası gidip geliyor üstümde. İnsan nekadar çaresiz kalıyormuş Böylesi bir yerde. Oğlumuzu aradım ulaşılmıyor. Hayat arkadaşını aradım Yolda olduğunu söyledi. Feratın gelmesini istedim. Henüz gelmedi gelemedi. Bir mesaj attım. Geri döndü sesi titrekti. Ağladığımı anlamıştı. O arada Sahra yetişti. Ben her zaman olduğu gibi Umudumu Xızıra bağlamışım. Sen bizi koru diyorum. Gözyaşları arasında gulbang sunuyorum. Nihayet yanına girebildik. Feratta arkamızda dikildi. Bir derin nefes aldık. Ferat çıktı dışarı tünedi bir kıyıya. Başladı ağlamaya. Birbirimize hiç böyle sarılmamıştık. Bu gün sarıldığımız gibi. Sonra başını Sahranın göğsüne koydu Hıçkıra hıçkıra ağladı. Gitti yüzünü yıkadı Vardık ansının yanına. Geldi kendine hayatımdaki sevgili. Ne oldu bana böyle dedi. Hatta iyi olduğunu bile söyledi. Bana dönerek sana olmuş böyle. Gözlerinin altında mor halkalar. Kançanağına dönmüşsün. Hiç uyumadınmı sen dedi. Gözlerinin içine baktım. Yorgun çok yorgun Uzak yoldan gelmiş bir yolcu gibi. Bize bakarak derin bir nefes aldı verdi. Hekim iyiye doğru gidiyor dedi. Gönlümüze serin su serpti. Durum normale döndü. Hayat bir anlık mesele. Gitmek istersin gideceğin yere. Yolunu keserler işte böyle. Doğru zamanda doğru yerdeysen. Zaman uzar hayat devam eder Sen istesende istemesende. Gittiğin de yalnızlıkta korkanlar. Seni hayata döndürenler sevinçlere boğuldular. Derler ya hayat ince bir ipe bağlı. O ipin sevenlerin elinde ise Kopmaz koparılamaz. Hoşgeldin yeni hayat. Doğum günün kutlu olsun. Sağlıklı uzun ömürlerle olsun. Delilim, Sevgilim. 23 Şubat 2018 Berlin. Steglitz, Moabit, Kreuzberg. Rudow. Ali Koçak |