Hayatımın kadınına bir not 6!
Bir yanımda akşamdan kalma yari çıplak bir kadın,
diğer yanımda kağıt ve kalemim... Bu gece de içimden ne gelirse yazmaya meyilliyim.. Ve biraz konu değiştirip, seni ne kadar çok sevdiğimi eminim bu kez anlatabileceğim.. Avuç içlerinde seviyorum ölmeyi, ve parmak uçlarında seviyorum yaşamayı... Diz kapaklarından öpüp, dirseklerinden koklamayı... Boynundaki güneş izini seviyorum ve kollarindaki sarı tüyleri! öyle toptan değil yanlış anlama, herbirini tek tek ve diğerlerinden daha da fazla... Mesela kirpiklerinin uzunlu kisali ahengini seviyorum ve saçlarının hafiften dalgalanan uçlarını.. Konusurken sekilden şekile giren dudağının içimde bıraktığı kalıcı ruj izini seviyorum.. Ve gözlerimin, "her harf söyleyisinde başka bahara bürünen dudaklarını, özenerek renklere boyayışındaki ahmaklığını seviyorum! öyle mahalle delisi gibi pervasızca... Ya da otogar çığırtkanı küçük murtazanın, gelen otobüsten salınarak inen mini etekli her kadına, ağzı açık, koca gözlerle şaşırarak baktığı gibi çocukça ve masum bir hayranlıkla bakakalıyorum, alfabemizdeki zarafeti kanıtlayan o dudaklarına... Ve evet... Sonra yanaklarına kilitleniyor gözlerim.. Elmacık kemiklerinden öpmeyi seviyorum.. Yanakların orkide kokarken, misk-i amber kokan boynunu ve elma şekeri kokan omuzlarını seviyorum... Allahım hele avuçlarının o nergis kokusu yokmu!!! Hafifte terler ya hep avuç içlerin, böyle kremsi pamuksu ve sıcak..!! Sonra bileklerini seviyorum, o zarafeti o uyumu... Dedim ya, seni izlerken hayatım hep ağır çekim oluyor bir anda... kirpiklerinin birbirine dokunduğundaki sesini duyabiliyor ve sayabiliyorum.. 1,2,3....300Bin... Insan nefes almaktan bıkarmı hiç? Yada nefes almadan yaşarmı? Senin her hareketinde, derin bir nefes alan ciğerlerimi seviyorum... Ve herbiri ayrı kokan herbir yerini... Kağıt ve kalemim, ve yanımda yatan akşamdan kalma yarı çıplak kadın... Bana her geceyarısı akşamdan, her sabah gece yarısından ve her aksam sabahtan kalan yarı çıplak kadın... Oysa çıplak olan sadece dirseklerin ve diz kapakların!! Ha birde dudakların... Seni neden bu kadar cok seviyorum biliyormusun? Aklıma her saniye düşen onlarca yerin varken, en çokta güldüğünde küçülen göz kapaklarından öpmeyi severken, kirpiklerinden akan gülsuyunu, dudaklarından damlayan hayatı ve parmak uçlarının can veren sihrini, beynime bu kadar işleyebilmene sebeb olan tek şeyin bedenin değil de ruhun olması... Bir ruh, içinde olduğu bedeni bu kadar mi temsil eder sorusunun tescilli cevabısın...Ve sen;"Hadi len kimse kimseyi bu kadar sevemez" yalanının en büyük kanıtısın.. Ben seni bu kadar seviyorum kadınım.. 29/12/2014 |