Yalçın Benlican'aŞiirin hikayesini görmek için tıklayın Yalçın Benlican’ı İzmir’de haftada bir kez düzenlediği ‘’Şiir Yolcuları’’ etkinliğinde tanıma fırsatı buldum. O ilk katıldığım etkinliğinde, o ilk şiirimi okuduğum günden bu güne sohbetlerimiz artarak devam etti ve sıkı bir dostluğa dönüştü zamanla. O kadar şiiri bestelenmiş ve ünlü sanatçılar tarafından okunmuş, tanınan biri olmasına rağmen, mütevaziliğinden hiçbir şey kaybetmemesi beni en çok etkileyen yanı diyebilirim. Rahmetli Avni Anıl hocayla tanıştıktan sonra şiirleri notayla buluşan Yalçın Benlican’ın, o günden bugüne kadar 1200 şiiri 208 besteci tarafından bestelenmiş ve bu eserlerden 228’i TRT repertuarına kabul edilmiştir. ‘’Oldu mu ya’’ isimli şarkısı 1995 yılının en iyi şarkısı seçilmiştir. ‘’Söyle bana yağmur gözlüm, Üzüldüğün şeye bak, Tek kurşun, Yak ne varsa benden kalan, Ben unutsam şarkılar unutmaz’’ değerli eserleri arasından sadece bazıları. Evinde yine sohbet ederken, parmağında ki yüzüğü çıkartıp bana vermesiyle, sunduğu onur ve mutluluğun yanı sıra omuzuma farklı bir şeylerde yüklediğini fark etmiştim o gün.
‘’Yalçın Benlican’a’’ şiirimi ‘’Şiir Yolcuları’’ etkinliğinde, doğum gününe rast gelen bir günde, sürpriz yaparak okuyup kendisine hediye etmiştim. Bir süre sonra evine gittiğimde, şiirimin duvarda asılı görmem de benim için sürpriz olmuştu. İnsanın anımsadığı zaman gülümseye bileceği, hayatına değer katan anılar biriktirmesi çok hoş. Her şey geçip gidiyor, zaman akıyor ve elimizde sadece bu anılar kalıyor. Yürüdüğü yolda iz bırakanlara, güzel yüreklerle birlikte çoğalanlara ne mutlu.
’Aşk rüyadır çok zaman
Olduğu gibi bırak’’ desen de Sendin aslında olduğu gibi bırakmayan Ve hatta sana ait olmayan Rüyaları bile Sendin geceler boyu Satır satır yorumlayan İlmek ilmek dokuyan Ve onları ölümsüz kılan. Ardınca bakarken Su gibi akıp giden yıllara Hayatın kendisi de bir rüyaydı Sen de biliyordun aslında Ve aşk ise; Çölde kızgın kumlar üzerinde Yalınayak yürürken Özünü arayan Suya hasret Nice gönüllerin gördüğü vaha Rüya içinde rüya. Sendin; Geceler boyu Kazma, kürek, kan ter içinde O vahalara Söz kuyuları kazan Herkes kendi yüreğini taksın Yüreğinin yettiği kadarını alsın diye Çıkrığın ipinin ucunda ki kancayı Boş koyan Faruk Nafiz’in şiirinden çıkıp gelmiş Maraşlı Şeyh oğlu Satılmış’tın adeta Anasız, babasız, yarsız tek başına Bir garip kahraman Hangi yoldan gidersek gidelim Bir şiircik soluklanmak için durduğumuz Han odalarının duvarlarında İzi bulunan Ve gecenin karanlığında Sayfalara dökülen satırlarımıza Işık olan İnan ki; Her daim, Çıkrığının ucunda takılı kalacak Acemi aşık yüreğim Dermana talip olmadan Bir kuş gibi heyecanla çırpınarak. Söylediğin sözlerle batınımda Verdiğim yüzükle zahirimde Ve imgelerimle satırlarımda Hep izin olacak bu canda Birgün bitse de bizim yolculuğumuz ŞİİR YOLCULARI bitmeyecek asla Yolcusuz kalmayacak bu yollar Şu gökkubbede söylenmemiş Bir çift söz arayan Nice yürekli yiğitler yürüyecek bu yoldan Kim bilir? Belki de; Birileri çıkacak aralarından Öykülerimizi, anılarımızı anlatan Yazdığı şiirlerde İsimlerimizi yanyana koyan Ve bizi ölümsüz kılacak olan İyi ki varsın İyi ki geçtin hayat denen bu yoldan İyi ki dostumsun Yalçın Benlican... |