BİR ŞUBAT SAAT ÜÇTÜ
BİR ŞUBAT SAAT ÜÇTÜ
Bir Şubat Sabahı Saat üçe yakındı. Alevler dam boyunda. Yangının hıçkırıkları vurdu yüzümüze. Demirler eridi. Solingenden çığlıklar geliyordu. Burası Berlin Avrupanın Başkenti. İnsan olmayanlar kitapları. İnsanları yakıyordu. Kulaklarım siren sesini arıyordu. Oysa siren seslerini sevmem. Gelsede patlasın kulaklar. Alevler etrafı sardı. Koca Rudow aydınlandı. Gözlerim Möllne bakıyordu. Orda Canlar yanıyordu. Perşembe sabahın üçüydü Üzerimize kaynar su döküldü. Komşunun bahçesine ateşler sıçradı. Ağaçlar çatır çatır çatırdadı. Dersim dağlarıda Alevler içinde Ceylanlar yangında kaçıyordu. Burası Berlin Avrupanın Başkenti. İnsan olmayanlar İnsanı yakıyorlardı. Evrenin derinliklerine yükseldi. Demir direkler fidanlar gibi eğildi. Gök yüzünde kızıl yağmur. Toprağa alevler yağdı. Birde hayatımin diger yarısı Korkudan dehşete daldı. Göz vanaları sonuna kadar açıldı. Önce oğluna sonrada bana sarıldı. Ağır bir hüzün dolandı. Sabahın üçü perşembeydi. Hava soğuk ayazdı. Biz titriyorduk. Tutunacak bir dal yoktu. Zifiri karanlık yarıldı Havayı ateşler sardı. Komşumular bizi aradı. İçerde bir umut uyandı. Vucut canlandı. Dünyada hala insanlar vardı. Hepimiz çaresiz bir kalabalık. Alevler yükseliyor yükseliyor. Bindokuzyüz doksan üçtü. Sivas Madımağı alevler sardı. Gözümüzün önünde. Otuzüç can, otuzüç insan yandı. Hanemizde bizi Xızır uyandırdı. Burası Berlin Avrupanın Başkenti. İnsan olmayanlar, İnsanları yakacaktı. Birden sirensiz sessiz mavi bir ışk. Dikildi Polis önümüze. Uzaklaştırdı perde çekti gözümüze. Arkasında itfayiye bir düzüne adam. Sekiz dakikada geldiğini söylediler. O anlar hiç bitmeyen zamanlar. Gibi yüreğimizde bir ömür yediler. Komşular evlerine çağırdılar. Kapılarını ve sıcak bir kahve ile Yüreklerini açtılar. İnsan olmayanlara inat. İnsanlığı gösterenler var. Ya işte böyle biri yakar Diğeri gönlünü açar. Burası Berlin Avrupanın Başkenti. İnsan olmayanlar, insanları yakarlar. Aniden gitim ilk anlara. Gök yüzünde beyaz ışıklara. Şelvesi girmiş Ferat’ın odasına. Bu güzel ışık gözler açılmış kamaşık. Camadan dışarıya bakar. Bağırdı bahçede yangın var. Hepimiz derin uykuda. Uyandırdı bizi Xızır Ferat’ın donunda. Gulbang hazırlamıştı Seyid Oğlu o akşamda. Xızır muhabettine Xızır meydanına. Xızır bizi aldı alevlerin arasında. Bir Şubattı Perşembeydi. Sabahın üçüydü. Alevler dam boyu yükseldi. Ya Xızır sen varsın, sen Gerçeksin. Dedik her gulbangın arkasıda. Darımızda Çarımıza sen yetiş dedik. Darımızda, çarımıza yetiştin. Alevler etrafı sardı. Xızır orda hazır nazırdı. Pirim Baba Mansurda vardı. 5 Şubat 2018 Berlin Ali Koçak |