Gümüşhane Sevdası
Bilmem ne söylesem, nasıl anlatsam
Sözler kifayetsiz, az Gümüşhane Seni görmek için rüyaya yatsam Yüreğime dolar haz Gümüşhane Ay’ı kıskandırır o berrak yüzün Gülistan misali bayırın, düzün Yüreğime dolar kekremsi hüzün Harşit’inde yüzer kaz Gümüşhane Tomara’da akar durur şelale Küçüğü büyüğü âşık hilale Baharla birlikte gülümser lale Ne şirindir bahar, yaz Gümüşhane Baharda çiçeğe durur da dağlar Kelkit köpürerek coştukça çağlar Bir eksen bin verir gül yüzlü bağlar Pek yakışır sana naz Gümüşhane Kızlarının aydan arıdır yüzü Bal kaymak dudaklı, şirindir sözü Düğünlerde dolar bayırı düzü Çalar davul zurna, saz Gümüşhane Şiran, Kelkit ilden pek uzak düşer Sabır kazanında metanet pişer Torul üşüdükçe ateşi eşer Hakikati kavra, sez Gümüşhane Harşit’in izinde akar durursun Göç edip gidene bakar durursun Gurbette yüreği yakar durursun Gönülden gönüle gez Gümüşhane Dünyaya nam salmış pestil, kömesi Pek keyifli olur onu yemesi Kurumasın gayri sabır memesi Hakikat yolunda iz Gümüşhane Zigana Dağı’nda yağan kar üşür Karanlık üstüne mehtabı düşür Gümüşhane halkı hüznü bölüşür Sevginin resmini çiz Gümüşhane Eğitim yuvası Bağlarbaşı’nda Mastra’da som altın saklı taşında Mazlumların âhı gizli yaşında Çözülmesi müşkül giz Gümüşhane Baharda gitmeli Limni Gölü’ne Ölmek gerek ise sonra ölüne Bağları İrem’dir böyle biline Yüzüne hasretiz biz Gümüşhane Yağsın da bereket bahçeye, bağa Yürü aydınlığa, muasır çağa Silkin, kendine gel dikil ayağa Kirli oyunları boz Gümüşhane Atadan yadigâr Süleymaniye Bu topraklar mezar oldu caniye Hüzün ayak olur kesik maniye Her şeyin hakiki, öz Gümüşhane Doğa sofrasından almış payını Boy verir ormanda köknar, kayını Yakından görmeli Kelkit Çayı’nı Paslı zincirini çöz Gümüşhane Ahmet Ziyaüddin bir ulu ermiş İnsanları Hakk’a davet edermiş Gönül bahçesinden gonca gül dermiş Hakk’a bakan bir çift göz Gümüşhane Benzer güzelliğin güneşe aya Gümüş şehri seyre dal Kuşakkaya Efkârımı şeker diye at çaya Baharda gelirim söz Gümüşhane Kuşburnunun çayı şifa kaynağı Yemeğe doyulmaz balı, kaymağı Yaylalarda pişer dönme kuymağı Tandırında çörek, köz Gümüşhane Yer altında uzar gider Karaca Kadim Kov Kalesi bakar yamaca Fabrika olmazsa tüter mi baca? Sana hor bakanı üz Gümüşhane Bereket fışkırır Kelkit Ovası Lokman Hekim gibi güzel havası Kop Dağları tutar şehide yası Sökülür dağlardan buz Gümüşhane Gümüş ilde yaşar insanın hası Türküleri siler yürekte pası Yenmeye doyulmaz göbek elması Soframızda ekmek, tuz Gümüşhane M. NİHAT MALKOÇ |