ARSIZ ISIRGAN OTU YOKLUĞUN
can sızım
nafilem vebal recimim mülteci duygularımın sendromu dinle istedim... ruhsatsız gece yarısı nöbetlerimde tamamlayıp durma eksiklerimi kulağı kesiklerimi tamamlayıp durma bir şey de sorma benimki de can benimki de hicran üzülürüm bak yapma yakama yapışma yok yere bir atımlık barutum var zaten aşkım deme ne olur inanırım bak... tende cemre tende köz yanığı hasretin ifadelerim sığ duygularım çiğ bakışlarımsa uçurum mu uçurum taş duvar her yer andavar arsız ısırgan otu yokluğun sen bana güz ol ben sana yaz olurum gözlerim gözlerinin ıslaklığına tutkun kızıldı bağnaz soğuk hınzırdı kaç gün dönümünde tıknefes kesilmişti pejmürde ömrüm oysa biliyorduk aşığı belli olmayan acılara piç denildiğini bir hiç ama bu kelimeleri telaffuz etmekte güçlük çekiyorduk içlendi bir çıkmaz sokakta silik tuvallerin imzasız resimleri yutkunan vakitlerin zehir zemberek sözleri içlendi yelkovan kuşları akrep çığlıklarında saçını başını yolarken iki çuval imge düştü duldalarımın zulasına vazgeçtim... kalanlarını gömdüm ölü şarkılar mezarlığına rezil oldum rüsva oldum eylül bakışlı akşamlarına karşı cinsten sensizlik yedi tül arkasında soyunur ki ertelenmiş ki utangaç gel iştahım, mıhlamam gel feriştahım, labadam yüreğimin derisinde iskandilim çıkmayan çıtımın belirtisi ol ürkek bakan cümlelerim melezlensin hüzünlerim dün gibi sere serpe beni geri versene zihnime zarar kara sular sana daha diyeceklerim var fifilam fafataram seni istedim... |