BUNLAR İNSAN OLAMAZŞiirin hikayesini görmek için tıklayın YOKSULLUK BİTTİĞİ ZAMAN
Güneydoğu’nun, “kanayan bir yarası” var. Doğal olarak ta, güzel ülkemizin yarası. Bu yarayı da sürekli kaşıyan, bir terör örgütü var. 80’li yılların başından bu yana, ülkemizi talan etti bu örgüt. Her evin içine, “bir acı” soktu. Ekonomik bütün dengeleri, alt üst etti. Kendi insanlarını bile affetmedi. Çoluk çocuk demedi. Kundaktaki bebeğe kadar, kurşuna dizdi. Yaktı yıktı. Bazı ailelerin kökünü kazıdı. Onlarca öğretmeni acımadan öldürdü. Yüzlerce asker, genç yaşta toprağa düştü. Yüzlerce, alakası olmayan insan öldü gitti. Örgüt içinden, kaç kişi öldü, bilmiyorum. Amacının, ne olduğu kesin belli değil. Öldürmek, korku salmak; bunların beslenme kaynağı. “Demokratik açılım” adı altında çözümler aranırken bile, öldürmeye devam ettiler. Hatırlayın, Ramazan bayramını. Diyarbakır Mitingini. * Sınır kapısından, geçip geldiler. Halay çektiler. Zılgıt çektiler. Apo’nun posterlerini salladılar. Türk Bayrağı dışında, her şeyi salladılar. Durmadan salladılar. Gövde gösterisine, döndürdüler gelişlerini. Bu gösteriler yapılırken öldürdükleri, yaptıkları katliamlar hiç akıllarına gelmedi. “İki defa öldürdüler” insanları. Sessizce gelseniz, olmazdı sanki. * Esas konu şu. PKK bittiğinde, Güneydoğu’da sorunlar bitecek mi? Bence bitmeyecek. Zira, yıllarca bitmeyen bu sorunların çöpünden doğdu ve beslendi PKK. Yoksulluktan yararlandı. Yoksulu, kandırmak kolay olur. İşi, toprağı ve yiyecek ekmeği olmayanları, “kapana düşürmek” kolay olur. Düştüler. Düşürdüler. Düştük. Bu günlere geldik. PKK bitse bile, Güneydoğu’nun sorunları bitmeyecek. Ne demişler. “Sineği öldürmek sorunu çözmez. Önemli olan bataklığı kurutmak.” Güneydoğu’da bataklık, hiç kurumadı ki! Bataklığı kurutmak için, ciddi bir çalışmada olmadı. Adına ne derseniz deyin. Cehalet deyin. Töre deyin. Kan davası deyin. Vahşet deyin. Deyinde deyin. Yörede bir ailede, “adı ve sayısı bilinmeyecek kadar çocuk” olursa… Çok evlilik, devam ederse… Kadının ve kızların adı yoksa… Bir baba sokaktaki çocuğunu tanıyamazsa, adını bilemezse! Çocuk, “ana ve baba şefkatini” hissetmezse… Çözüm üretilmediyse, hâlâ da üretilmiyorsa. Adaletsiz bir, toprak dağılımı varsa… Topraksızların sayısı bilinmiyorsa… Aşiretler, başköşedeyse... Aşiret kanunları geçerliyse… Ağalık saltanatı sürüyorsa… Marabalık, bir kölelik oldukça… Aşiret düğünlerinde, “geline takılan altınları gelin taşıyamıyorsa, binlerce baldırı çıplak ta yoksulluğu taşıyamıyor” diyemeyeceğim. “Aşiretler zenginlikleri, yoksullarda sefaleti” taşıyorlar yüz yıllardan beri. Sindirilmiş toplum, her tehlikeye açık toplum bireyleri. Zengin yaşantıların, göbeğindeki yoksulluk. Tam bir tezat. Din adamlarının etkisi yasalardan üstündeyse… Şıhlık, sindirme yoluysa, bir saltanatsa… “Ziyaretler, yatırlar” derman yeriyse… Yargısız infazlar bitmiyorsa… Kendi yasalarını koyma ve uygulama oldukça yaygınsa… “Üretim yoksa, işsizlik çoksa.” Ne yapılabilir ki? Olumlu ne olabilir ki? Yörede aile planlaması olacak. Çok evlilikler engellenecek. Kızlar satılmayacak. Kızlar okula gidecek. Utanç verici bir şey. Borç senediyle, taksitle bile kız satılıyor. Kısacası, eğitimde taviz verilmeyecek. Eşit toprak dağılımı olacak. Siyasiler, “toprak reformu” diyorlar, beceremedikleri bu işe. 100 bin dönüm toprağı olanın saltanatı bitirilecek. Herkese ailesini geçindirebilecek kadar toprak verilecek. “İnsana ve topluma” zarar veren “kötü gelenek ve görenekler” engellenecek. Kan davaları. Başlık parası vb. Ben bunları sayıyorum da. Bu sorunları çözecek, sorumlular yok mu? Kurumlar yok mu? Var! Varda. Kimse, “radikal çözümler” getirmedi bu güne kadar. Bütün siyasi liderler, Güneydoğu’ya gidince nerede ağırlanırlar? Ağaların saraylarında. Kimlerle otururlar? Neden onlarla? Karaköy iskelesi değil, ”oy meselesi.” Neden ağa? Ağa, ne “derse o olurda” ondan. Ağanın şeyi üstüne, şey olmaz. Ağanın toprakları üstünde oturacaksın, ağanın dediği yere oyunu vermeyeceksin ha! Vallahi, oyarlar adamı. İçine de saman basarlar. Oylar bize gelsin. Gerisi fasa fiso. Sonuç? Hiçbir şey! Terör. PKK. “Ekonomik, sosyal ve kültürel yönden, insanları kalkındırıp eğitemezseniz.” Her şey, boş. Her şey, Teneke. Terör, kanserli bir hücre gibi başka yerden gösterir kendini. Hiçbir zaman da bitmez. * Teröristler, terör eylemlerini niçin yaparlar? Terörizmin amacı nedir? Terörizmin amacı; yaşanacak olan bu güzel dünyayı, daha da yaşanmaz hale getirmektir. İnsanların, “yüreğinde ve beyninde” onarılmaz, tedavisi mümkün olmayan, unutulmaz acılar bırakmaktır. En vahşi öldürme ve dehşet sahneleriyle “dünyayı talan” etmektir. Kanla beslenmektir, terör. Terörizmin ve teröristin hedefi bütün insanlardır. Çöp kutusuna konulan bomba, tesadüfen yanından geçen herkesi öldürür. Kaçırılan uçakta, bombalanan otelde bulunuyorsanız, siz de gittiniz. Terör adres sormaz. Bu çocuk. şu yaşlı. Bu kadın, şu erkek. Bu Müslüman, şu dinsiz. Terörün kitabında, ayırım olmaz. Amerika’da ikiz kuleler, güm! (Beş bin kişi ölmüş.) Rusya’da, bir okul baskını. Unutulmaz ölümler. Almanya’da yakılan Türk evleri… Saymakla bitmez. Gel de yanma buna. Yanmayan kim var? Var mı, yüreği sızlamayan? Batman’da, “terörün merkezinde” tam on yıl yaşadım. Yöre insanının, “korkularını tedirginliklerini” çok gözledim. Aç insanların, çaresizliğini çok gördüm. Genç kızları dinledim, dertlerine yeteri kadar dermen olamadım. Elimden geldiğince, yardımcı oldum insanlara. Onlarla güldüm, ağladım. Duygulandım. On yıl içinde, birçok olayın sonunda, yazdığım dörtlükler bir araya gelince acı bir olayın tortuları kaldı elimde. Ben, ”öldürmeyi seçenleri” sevmiyorum. Ölüm zaten var, günü gelince. Bırakın insanları, eceliyle ölsünler. “Yaşama hakkını aldığınız” insanların, geride kalanlarına hangi mutluluğu verebilirsiniz? “Öldüren bir fikir örgütü” olamaz. Olsa olsa, “terör örgütü” olur. Ben, “Acemi Ozan” aşağıdaki şiiri (destanı)yazdım. Ben aklımın yettiğince, terörizmi lanetliyorum. Hiç kimseyi ayırmadan… Yaşasın insanlık!
Bu çocuk demeyip, kurşun sıktılar.
Bunlar insan değil, hayvan olamaz. Öğretmen öldürüp, okul yaktılar. Bunlar insan değil, hayvan olamaz. ** Sen de bir can can, taşırsın be hain. Böyle olunmaz ki, dünyaya hakim. Öldürmekle insan, olur mu sakin. Bunlar insan değil, hayvan olamaz ** Anan yok mu senin, anama kıydın. Baban yok mu senin, babama kıydın. Bacın yok mu senin, bacıma kıydın. Bunlar insan değil, hayvan olamaz. ** Kandırılmış gençler, ölüm saçıyor. Öldürmeyi daha, oyun sanıyor. Bunları yerdeki, yılan tanıyor. Bunlar insan değil, hayvan olamaz. ** Terörün beyleri, bağda oturur. Kandırılmış gençler, dağda kudurur. Kanlı tırnakların cana batırır. Bunlar insan değil, hayvan olamaz. ** Elinde silahı, adı militan. Yedikleri insan, içtikleri kan. İnce bir çizgiye, gelindiği an. Bunlar insan değil, hayvan olamaz. ** Arslan kuvvetinde, bulsa çareyi. Yitirip vicdanın, ezmez fareyi. Hainlerin irin, dolu yüreği. Bunlar insan değil, hayvan olamaz. ** İnsan insanlara, asla kıyamaz. Boğazını kesip, gözün oyamaz. Zalimlere uyup, hakka kıyamaz. Bunlar insan değil, hayvan olamaz. ** Gece gibi kara, vicdana düştük. Aydınlık bir günde, virana düştük. Aklını yitirmiş, sırtlana düştük. Bunlar insan değil, hayvan olamaz ** ODABAŞI kalem, yazmaz derdimi. Yüzseler derimi, demem serimi. Her yerde tanırım, insan erini. Bunlar insan değil, hayvan olamaz. 1985-1992-Batman |