HAYAT BU İŞTEOn beş yaşına kadar çocukluğu yaşarsın Dere tepe demeden sağa, sola koşarsın Enerjin yerindedir engelleri aşarsın Düğünde, bayramlarda mutlu olur coşarsın Kavak yelleri eser aklın durmaz başında Karası var diyemez kimse senin kaşında Aparatif istersin yediğin her aşında Sana toz pembe gelir dünya yirmi yaşında Yetişmez yarı kalır zaman çabuk dolunca Bazen işler ters gider yapsan bile yolunca Geçim derdin zorlaşır bir de çocuk olunca Koşuşturmalar başlar yaş otuzu bulunca Hayat ders verir sana takılınca çarkına Daha çok sarılırsın evine ve barkına İnsan o zaman varır bu dünyanın farkına Anne baba aranır yaş gelince kırkına Daha da düşünürsün her şeyi ince ince Artık huzurun vardır dolup taşar evince Mutluluk tavan yapar torunları sevince Ailen geniş olur yaş elliye gelince Atmışına varınca sular gibi durulur Ağır işler yapamaz artık beden yorulur Bitkin olduğu için baş köşeye kurulur Yaş kemale ermiştir senden akıl sorulur Gelince yetmişine sızı vurur dizine Çok iyi göremezsin perde iner gözüne Şaçlara düşer aklar bakılmaz hiç yüzüne Değer verilmez artık bundan sonra sözüne Seksen yıllık bir ömrü katip olsa zor yazar Dertlerin bitmek bilmez dert üstüne dert azar Bundan sonra son durak senin için bir mezar Dikerler mermer taşı, üstünde ismin yazar Ferhat GÜNAYDIN Emekli Öğretmen / Şair - Giresun 24 Ocak 2018 - Çarşamba |
Selamlarımı sunarım Ferhat Bey.