bin yıllık uykuSayfa sonuna karşı Savruluyor harflerimin satır satır saçları Omuzlanıyor anıları arkasız iki kelime Mısralar hudutlarını çiziyor kıtaların Nabzını tutamıyorum Sancılı bir ıslık tutmuş beyaz sayfa Sirke satıyor talihin güleç yüzü Ben orta yerinde açmışım kollarımı Sağır bir yalnızlığa övgüler yağdırıyorum Sonra Bir şiir sigara tutuyor geçmiş yıllara Sonra sonra Başka başka şiirler geliyor sağdan soldan Birlikte heykelini dikiyoruz suskuların Dört koldan Toplamak için dağıtıyorum bakışlarımı En serseri imgeleri kolluyorum Takas ediyorum bir elmayla kıtaları Bir bir değil İki iki üç üç buluyorum anlamsızlıklardaki anlamı Böylece yol veriyorum Seni diledğim güne Kuş uçmaz şiirler tanır artık beni Rüzgar arka çıkmasada bilir sessiz adımlarımı Görür beni bendeki son halin ............ Uykusuzluğu dem vurdunya gözlerime Göz bebeklerinin cehennemine küpe olsun anılar Dilerim Kendini görmeyen gözlerinde Her cumartesi içini çeksin kıyılar O çok sevdiğin tavşan kanı çay varya ... Neyse .... Ağırlaşırken göz kapaklarım Gülümseyen ışığında kandilin bir gece Güneşin onaylanmış mavisinde bir sabah Ve beni ben eden göğün altında öpecek bir masal diliyorum Kanatlı düşler ısmarlıyorum birde Her saati sökün aydınlık,üzerime kök salsın diye Bin yıllık uykuya geçmeden önce Bin yıllık uykuya geçmeden önce ........... |