HANCI
HANCI
Çok uzaktan geldim hancı bedenim yorgun Otuz yıldır gurbet elde sürgünüm sürgün Mutluluk denen şeyi göremedim bir gün Hancı yatağımı getir ser yavaş yavaş Sılamı köyümü bıraktım çok geride Kimsem kalmadı ne ötede ne beride Taş olsaydı dayanmazdı benim yerimde Çeşmeden bir tas soğuk su ver yavaş yavaş Bir vefasızın elinden yemişim vurgun Ondan bazen neşeliyim bazen de durgun Azrail kapıma gelip yokluyor her gün Işıkları yak perdeyi ger yavaş yavaş Yeter hancı artık deşme benim yaramı Bir kibrit ver de yakayım son sigaramı Vadem doldu bende bekliyorum sıramı Gel de perişan halimi gör yavaş yavaş Buralarda hem kimsesizim hem yabancı Yüreğime saplanıyor derin bir sancı Belki de bu son gecemdir elveda hancı Otur da bunları hayra yor yavaş yavaş Garibim ben bu cihanda yapayalnızım Hep kışı yaşadım gelmedi bahar yazım Böyleymiş kaderim böyleymiş alın yazım Hancı soracaklarını sor yavaş yavaş Garip Hasreti mahlasım Filat’tır adım Fani dünyada gözümde kaldı muradım Eğer burada dolarsa benim miadım Bedenime kefeni sen sar yavaş yavaş Hasreti (Filat YAZICI) |
Selamlar, Saygılar...