Akşehir Güzellemesi
Seni anlatmaya yeter mi sözler?
Gümansız sevgiye dilsin Akşehir!... Gurbete düşenler yolunu gözler Kırık bağlamamda telsin Akşehir!... Sırtını yasladın Sultan Dağı’na Yetiştik çok şükür altın çağına Ölüsüne rahmet, selam sağına Yükseklerden kopan selsin Akşehir!... Bir ağıt olursun sazın telinde Düşüme girersin gurbet ilinde Çırpınıp dururum hicran selinde Hasretin bağrımı delsin Akşehir!... Saygı, sevgi tekmil; sağlamdır töre Tarihi kuşanmış, şanlı, ak yöre Dünyanın merkezi Hoca’ya göre Dağlarına bahar gelsin Akşehir!... Veliler olmazsa kurur ak pınar Mahmut Hayranîler manevî çınar Rabbim kullarını belâyla sınar Sultan Dağları’nda belsin Akşehir!... Çok göresim gelir bayır, düzünü Saklar bu topraklar ecdat izini Ak mâzi gösterir temiz yüzünü Eli yetmeyene elsin Akşehir!... Ne doyumsuz olur vişne, kirazı İliği dondurur gece ayazı Müminin beş vakit Hakk’a niyazı Cehennem narında yelsin Akşehir!... Toy vakti gelince çalınır sazlar Masmavi gölünde yüzüyor kazlar İrem’i andırır, baharlar, yazlar Cümle âlem seni bilsin Akşehir!... Bizimsin sen bizim, tüttükçe baca Bağrında yaşadı Nasreddin Hoca Vuslatın bedeldir her tür ilâca Gözümün yaşını silsin Akşehir!... Bağında, bahçende çekerler çile Ölçüde, tartıda bilmezler hile Sokağında tarih gelmekte dile Gönül bahçemizde gülsün Akşehir!... Ortasında kaldın Anadolu’nun Ucu görülür mü vuslat yolunun? Hakk yardımcısıdır mazlum kulunun Vahasın, kim demiş çölsün Akşehir!... Soframızda ekmek, petekte balsın Gönderde salınan bayrakta alsın Hatıralarımız öylece kalsın Ak başlı kuğuya gölsün Akşehir!... Baharda yayılır koyun kuzular İçeni kandırır buz gibi sular Salınarak yürür, yürür ahular… Seni sevmeyenler ölsün Akşehir!.. M. NİHAT MALKOÇ |