VUSLAT
Saat gecenin üçü,
Vuslat bey haber yollamış, Dağıt uykularını be adam, İki güne kalmaz geliyorum diye Sen hasret nedir bilir misin Vuslat bey, Buda soru mu şimdi değil mi, Nereden bileceksin ki, Sen gelince o hep gitmiş oluyor, Tanısaydın o zaman bilirdin değil mi, Otuz üç gündür askıda olduğunu gözlerimin, Bir yangından bir yangına koştuğumu, Uyumadan rüyalar gördüğümü, Hastalanmadan ateşler içinde yandığımı, Gecelerden kaçmak için işe verdiğimi kendimi, Yalnız kalınca boğulmaktan korktuğumu, Film seyretmeyen bir adamken, Hint filmleri izlediğimi en uzunundan, Kısacası kendimden kaçdığımı ama, İstediğim yere bir türlü varamadığımı , Yutkunduğumu, Resimlere baktığımı, Tekrar yutkunduğumu, Neyse artık... Hani geliyordun Vuslat bey Saat kaç oldu bak, Sahi, İki güne kadar demiştin değil mi, Saatleri ömre bedel koskoca iki gün, İyi halden de yırtamadık anlaşılan, Tamam Vuslat bey, İki gün var, bekliyorum İki gün... 07.01.2018 AHMET ATİK |