AŞK-I HAKİKATSonu bilinmeyen esrarengiz bir güzellik. Çekici bir anafor,baş döndüren cazibe. Muhteşem güzelliğinde,küçülür karanlık. Tutulur mu gönül,dünyada fecr-i kazibe. Bedenimin acizliği,zamanda yiterken. Gönlümün kolları ,uzanır andromeda’ya. Gökyüzünde zihnim gece tefekkür ederken, Takılır kalır mı düşüncem fani dünyaya. Nedir dağları delip geçmiş mecnundaki aşk. Dağ dediğin aşk ummanında yerin pürüzü. Tahir’in hapiste yattığı zindan çok ufak. Yattığım tavanı yüksek, karanlık gökyüzü. Gündüzleri aramam ,aşkımı gökyüzünde. Güneş karartır yüksek ufkumu ışığıyla. Dünyaya sığmaz aşkım, yeryüzünde. Yıldızlar taç yapar gönlüme parlaklığıyla. Gecede galaksiler sokağında gezerim. Ararım aşkımı hep sonsuzluk ummanıyla. Gündüzleri kıvılcım oldu fani aşklarım. Tutuşmada gecelerim, hakikat aşkıyla. |