GELİN'E (1)
Köyünüze geldim eylül ayında
Sevinçle bir hüznü tattım anında Bir el oldum elin yanında Unuttum adını sormayı gelin Ağaçlar yaprağı buzla dökerek Kışı karşıladık karda giderek Her şeye diyorsun “ Bana ne gerek ?” Düzelt başındaki yazmayı gelin Patates çökelek geçirdin kışı “ Bir çay yeter “ dedin unuttun aşı Böylece dayadın otuza yaşı Denedin mi kendine kızmayı gelin ? Setinde minder yok yerdeyse döşek Ahırda bir keçi var bir de şişek Samanı koklayıp anırır eşek “ Adet bellemişsin susmayı “ gelin Gurbette iş arar çalışır kocan Babasını tanır mı şu afacan Yaz bitmez kış bitmez seninki de can Unutmadın yola bakmayı gelin Kaynanan anaysa gelin kızına Bağlanıp durursun onun ağzına Akşamleyin artan adsız sızına İstedi mi merhem olmayı gelin ? Giderim bu köyden o köye yarın Neden üzsün hali başkalarının Bizde evladıyız canım vatanın “ Kul iş edinmiş kul bulmayı ! “ gelin (SIZI-86) |