YANİ BEN
İki canın bir parçası
Yarım asırı deviren Gülüşleri men etmiş yüzüne Tebessümü çeviren Gideni çok Geleni az Dertlerinde dermanına naz Yani Ben Hayat damarlarını koparmış Fikrini düşünmeden başından atmış Gündüzü neşter gecesi yara Savrulup duran bir diyardan bir diyara Gözleri kara , sözleri kara, kalemi kara Yanağında efkar katarı Hep sıra sıra…. Yani Ben Rakıda buz Kirpikte tuz Gündüzüne haram katılmış Geceleri uykusuz Şefkatsiz ellerden men etmiş ellerini Aksi Çekilmez Huysuz… Yani Ben Yalnız başına kalmış bir serçe Gökyüzüne hasret bakışı Yetim kalmışlığın resmini çizen Koluna takıp hasretini Hep yalnız gezen Tek tabanca yani Tek kurşun Zulasında saklanan Öksüzün dilde kalan çabası Yalnızlığın kabre sığmaz babası Yani ben Üşüyen ellerini Koynunda ısıtan Yalnızlığa kanıt Çaresizliğin sorularına tek yanıt Gitme dediklerine el sallayan Saf tutup başka alemlere yollayan Hayat soluyup Ölümü arayan Yani Ben Satırbaşı hayatın Noktalı virgül sonrasında gelen Bilineni Bilmeyen Taşları kazır gibi yazdığı Tarihi Silmeyen İki eli cebinde Nakarat mısralardan yoksun Türkülerin düşmanı Takvimlerde kış Bahardan umudunu kesen son bakış Yani Ben Günü aydın olmayan Çilesi dolmayan Hükmüne ellerini bağlayan Kimseler duymadan silen gözyaşını Kimseler bilmeden ağlayan Kökünden sökülmüş bir çınar Suyu kesilmiş pınar Damla suya hasret toprak Savrulup yere düşen yaprak Yani ben Herkesin sarıldığına Hiç yoktan darılanım Küskünüm belki Belki biraz kırgınım Yorgunum Ne elimden tutanım olur Ne elini tuttuğum Baldıran zehiridir Kızılcık şerbeti diyerek yuttuğum Kaç cinnet gelip geçti aklımdan Unuttuğum Yapma hayat Gelme üstüme kadar Sözüm söz Sevdaya Aşka Mutluluğa Umuda Yani yaşama dair ne varsa Bundan böyle Hep uzaktan Çok uzaktan bakarım Ama unutma Unutturma Sana son sözüm olsun Dinime İmanıma “Fazla soğuk olma ANKARA O üşürse seni de yakarım” Ali ALTINLI – 22.12.2017 Saat: 22:36 |