Var mı ki?
Dört mevsim solmadan bağrımda açan,
Söyle, senden başka gülüm var mı ki? Sensiz menzilsizim, boşlukta uçan, Sığınacak başka dalım var mı ki? Neredesin, hangi dağın ardında? Ne yaparsın şimdi elin yurdunda? Gelen geçenlerden seni sordum da Bulamadım başka yolum var mı ki? Sessiz, konuşmayan bir taş gibiyim, İçmeden bir hoşum, serkeş gibiyim, Rüzgâra tutulan ateş gibiyim; Savrulacak başka külüm var mı ki? Zemheriye döndü, baharım, yazım, Kimseye geçmiyor, sanaymış nazım, Şiirler keyifsiz, darılmış sazım; Çaldıracak başka telim var mı ki? Saçıma ak, alna çizgiler çöktü, Aynalar küstü de simini döktü, İnsafsız seneler belimi büktü; Artık koşturacak halim var mı ki? Sen idin can suyum, ruhun ilacı, Sevgi kelebeğim, başımın tacı, Bir ömür beklemek, vermez de acı; Yokluğundan kötü ölüm var mı ki? 10.12.2017 Muhittin Alaca |