AYRILIYORUZBir kan idik, canlandık, dünyaya geldik Ana rahminden ayrıldık Tıkır tıkır uyurken tahta beşiklerde Kucağa alındık beşiklerden ayrıldık Çantayı sırtlandık okula yollandık Evimizden ayrıldık… Otuz ikilik dişimizle tanışırken Süt dişlerimizden ayrıldık Büyüdük ergen olduk Çocukluğumuzdan ayrıldık Aşık olduk sevgilimizden ayrıldık Gurbete gittik köyümüzden ayrıldık Yolumuzdan, bahçemizden, çeşmemizden ayrıldık… Üç günlük dünya menfaati için Şefkatten, merhametten, vicdanımızdan ayrıldık Olmayana isyan ettik, var olana sevinmedik Siteme sarıldık şükrümüzden ayrıldık…. Boşu tuttuk da doluya pas vermedik Duadan ayrıldık, zikrimizden ayrıldık…. Bir seldik oysa sevda derelerinde Bulutlar göçtü çayımızdan ayrıldık Bir ok gibi fırladık kaderin hedef tahtasına Ustamızdan ayrıldık, yayımızdan ayrıldık… Beş boğazın karın derdine düştük Leçemizden ayrıldık, depemizden ayrıldık Kara kader içlendirip ağlattı bizi Gözümüzden, özümüzden ayrıldık… Sallaya sallaya yakardık teneke mangalımızı Dumanımızdan ayrıldık, közümüzden ayrıldık Ne çapaya gider olduk, ne de domatise Pambuktan, darıdan, yazımızdan ayrıldık…. Böyle işte hep ayrılıyoruz Yaşlanıyoruz, gençliğimizden ayrılıyoruz Hastalanıyoruz, sıhhatimizden ayrılıyoruz Anamızdan, babamızdan ayrılıyoruz… İşten kovuluyoruz işimizden Yoruluyoruz gücümüzden Gelin oluyor bacımızdan ayrılıyoruz…. Günler gelip geçerken mazimizden Çamurlu yollardaki izimizden Yazımızdan, kışımızdan, güzümüzden İklimlerden, mevsimlerden ayrılıyoruz… Her şeyden ayrılıyoruz, ayrılacağız da… Gelmişimizden, geçmişimizden Gücümüzden, kuvvetimizden Kinimizden, nefretimizden ayrılıyoruz işte… Dün iyi diye bildiğimizden Bu gün kötü diye ayrılıyoruz… Ayrıldık, ayrılıyoruz, ayrılacağız… Anamızdan, babamızdan, vatanımızdan… Yaşamlarımızdan, ümitlerimizden, hayallerimizden Acılarımızdan, sevinçlerimizden, kederlerimizden… Git gide git gide ayrılıyoruz işte her şeyden… Ayrılacağız işte, her şeyden olduğu gibi… Dünyadan, hayattan, bedenden…. |