Gel kardeşim gel bizim Hatay’a
Bizde türlü türlü neler var neler
İster faytonla dolaş istersen yaya
Bizde hiç tükenmez yollar var yollar

Gel beraber banalım sini kebabına
Salıncaklar kuralım Asi kenarına
Tuzda tavuğu sürelim kara fırına
Bizde nar gibi pişen etler var etler

Hiç kimse demesin ben efeyim efe
Mideye indirmeden peynirli künefe
Kabak tatlısını ye de bak bir defa
Bizde binbir çeşit tatlar var tatlar

Dönere gel gardaşım bizim dönere
Yanında tuzlu ayran sivri bibere
İyi doyur karnını göğsünü gere gere
Bizde hamaratça eller var eller

Ezan bizde Çan bizde Hazzan bizde
Hoşgörü birinci kural cümlemizde
Fitnelik fesatlık bulunmaz birimizde
Bizde sunulacak güller var güller

Nar ekşisi, Söğüt pekmezi, kırmızı biber
Har Sabunun kokusu burnumda tüter
Göller, göletler, pınarlar, kuyular, sular
Bizde kurumak bilmez özler var özler

Birbirinden güzel mi güzel oniki ilçe
Amik ovasında uzanır tarihi leçe
Her yeri ayrı, değişik bir bilmece
Bizde bilinmeyen gizler var gizler

Maraş’a yol alır bizim Gavurdağları
Eteklerinde selam verir üzüm bağları
Antakya’ya uğra yaşa eski çağları
Bizde bizi anlatan diller var diller

Sevdalar bizde yeşerir bizde var olur
Sen seversen eğer seni seven de olur
Erenler destisini bizim elden doldurur
Bizde sönmeyen közler var közler

Kavun karpuz lahana domates biber
Amik Ovasında mahsul dolu her yer
Kızlar tohum atar, erkekler ekin biçer
Bizde karınca gibi kullar var kullar

Gönlünü gel doldur bizim Kırıkhan’a
Kucağını açacaktır Darbısak sana
Öz kendini bulacaksın eminim buna
Bizde hakkı bulmuş erler var erler

Hüseyin gel gezelim bizim eli obayı
Görenler inan buraya yakıyor abayı
Hadi toplanın emmi uşak hala dayı
Bizde öpülecek eller var eller