Öyle mi görünüyorum dışarıdan; Hiç gençliğini yaşamamış, Sevdiğine kavuşamamış Zavallı, acınası biri; Hiç de öyle değilim aslında Kendi ayağıyla gelen kısmeti İtekledim gerisin geri Her şeyi dolu dolu yaşadım Almanlar derler hani Nasevoll’du Burnundan gelesiye kadar yani Hiç de öyle zavallı, Nasipsiz birisi değilim, Üstelik nasibim oldukça boldu!..
Ateşin çemberinden geçtim Güneşi bulutbulut Altın ışıkların kadehiyle içtim Her iyiliği yapabildiğim gibi Her kötülüğü yapabilir(d)im Fakat eğriyi değil, Kendimce en doğruyu seçtim!
Aşk bir kırılmadır gözbebeklerinde Yani kâlbe odaklı bir bakışın Göz merceğinde kırılıp Sarı/leke üstüne düşmesi Gözün göz ile öpüşmesi Gözyaşının gözün tam içine düşmesidir...
Kırılmalar dal dal Demet demet bir ışık hüzmesi Gökkuşağının yedi rengi Tüm renklerin içimizde Çiçek çiçek gezmesi Badem şeker kaymak bal ezmesi olabilir, Boş kovanlar düş ile Ağzına kadar petek petek dolabilir Ve insanın başına Akla hayâle gelmedik Ger türlü hâl gelebilir sevgili...
Anladım ki yaşamamışsın henüz bunların hiçbirini, Nasıl yaşayabilesin ki Ezmiş geçmiş seni bir silindir Dediğine göre senin suçun yokmuş hiç Olabilir belki ama Ortada bir suç ve suçlu var ise, Bana göre hiçbir zaman Suç tek yanlı değildir; Her suç en az iki kişiliktir! Sevmek ya da sevilmek herkesin hakkı Fakat dövülmek; asla!
Peki neden zamanında çıkarmadın sesini Boyun eğdin baskıya zulme İşte bu yüzden suçlusun, Bu yüzden şimdi Yüzündeki kahkaha tufanı Dilindeki küfür Yel eser gibi püfür püfür İntikam alıyorsun zamandan, O senin kemiklerini kırdı Sen de başkalarına Kırdırıyorsun kulunçlarını kütür kütür, Tüm ağrıların geçene değin Sürecek bu sevişmeler Ve bir gün döneceksin başa Aynalara bakacaksın Evvel böyleydi, "Neden niçin nasıl oldu, bu aşk yıkıldı?!" Hüzzam şarkılar dolanacak diline Kürdili hicazkâr Sorgulayacaksın maziyi sil baştan Boşluğa düşeceksin, resimler çizilecek duvarlara, Eskiyecek, sıvalar dökülecek Çivileri sökülecek aklının, Ve hakkını vereceksin Hak’kının!
Unutma, aşk bir kılıç Ve her kılıç içinde usludur kının...
Şaban Aktaş 08. 12. 2017
Görsel: Şaban AKTAŞ
KAHVE KOKULU GÖZLER
Kahverengi gözler kahve kokulu Pişirip taşırmak gerekli seni Gözlerin/de miydi/ aşkın okulu Okuyup bitirmek gerekli seni
Cennet çiçekleri yüzünde açtı Bakışın sönmeyen alevler saçtı Uçanat kor alev içine düştü Yürekte yatırmak gerekli seni
Katışıksız sevgi dolu bir bakış Göz ile gönüle işlenen nakış Yapış sevdiceğim b/elime yapış Dağlara götürmek gerekli seni
Tut elimi gülüm yokuş yollarda Gönül eyleyelim esen yellerde Hoş bir seda kalsın senden dillerde Bir türkü tutturmak gerekli seni
Şaban AKTAŞ 06.12.2017
Fotoğraf: Şaban AKTAŞ
ZAMANLA
Uyanınca biten rüyâ; Gel hayatı böyle anla Yaşanmayan tüm sevdalar Küfre dönüşür zamanla
Zaman ayır gel bu aşka Çıkalım zirvede köşke Demeyelim bir gün ’Keşke!’ Küle dönüp de zamanla!
Dere boyu çayır çimen Topraktır suyunu emen Gel bana sevdiğim hemen Akıp gitmeden zamanla!
Nice hâyâl nice gerçek Anılar gelip geçecek Çiçek çiçek börtü böcek Uçup gidecek zamanla...
Dere boyu çimen çayır Gel bu aşka zaman ayır Yakar hasret cayır cayır Küle dönersin zamanla!
Şaban AKTAŞ 08.12.2017
Fotoğraf: Şaban AKTAŞ Yanartaş ( Chimaira)
GÜNLER GELİR GÜNLER GEÇER
Günler gelir günler geçer Kimler gelir kimler geçer Ezelinden böyle devran Kim’ ağlar kim güler geçer?!
Doya doya gülen mi var Ne haldeyim bilen mi var Gidip geri gelen mi var Biri gelir biri göçer Şöyle bir haline baktım Ermedi dünyaya aklım Dün dik, bugün iki büklüm Bel kırılır, diri göçer
Şaban Aktaş 07.12.2017
BU DERDİ ÇEKEN BİLİYOR
Eriyorum günden güne Biteceğim gün geliyor Bakma dıştan güldüğüme Bu derdi çeken biliyor
Dışı seni, içi beni Yakan biri yaktı beni Yok başkaca bir nedeni Bu derdi çeken biliyor
Bilmezsin gelip geçeni Hun edip delip geçeni Zeh’reyler gündüzgeceni Bu derdi çeken biliyor
Gün ola da harman ola Kötülere ferman ola Söz derdime derman ola Bu derdi çeken biliyor
Geldim işte gidiyorum Her yarayı didiyorum Elveda dünya diyorum Bu derdi çeken biliyor
Ben öyle kolay yıkılan Üç beş taşla can yakılan Kuş değildim taş sıkılan Bu derdi çeken biliyor
Kimi kanar kanar geçer Kimi yanar yanar göçer Kimi kana kana içer Bu derdi çeken biliyor
Kâlbe düşen köz atılmaz Aşıksan söz uzatılmaz Ateş alınır satılmaz Bu derdi çeken biliyor
Aktaş’tım dağ gibi dimdik Neyidik ne hale geldik İyilikten belâ bulduk Bu derdi çeken biliyor
(c) Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve/veya temsilcilerine aittir.
Şiirlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur.
KIN VE KILIÇ şiirine yorum yap
Okuduğunuz şiir ile ilgili düşüncelerinizi diğer okuyucular ile paylaşmak ister misiniz?
KIN VE KILIÇ şiirine yorum yapabilmek için üye olmalısınız.