Çarem AnkaraŞiirin hikayesini görmek için tıklayın Yıl 1987’de yaşanmış bir hikayenin şiirsel anlatımıdır...
Fakirdi ama babaydı;
Karısı bir de kızı vardı Üstelik çok hastaydı Derman için yaraya Gidecekti Ankara’ya Yol parasını aldı muhtardan Bir an için kurtuldu dardan Yolculuk için gitti otogara On sekiz saat sonra Ankara Otobüste geçmiyor zaman Yollar vermiyordu aman Saat durmuş hareketsizdi salise Koşup gidecekti koca meclise Delik ayakkabı yırtık elbise Varıp girecekti sıraya Gidiyordu Ankara’ya Kızını anlatacak Bir bir derdini dökecekti. Bu hayat nasıl geçmişti bilmedi Doğduğundan beri hiç gülmedi Anası doğduğunda ölmüştü Babası güya onun için evlenmişti..! Ne zor günlerdi onlar Bilmeyenler beni nasıl anlar? Gözyaşları süzüldü Gördüğü rüyada Derdi biter miydi Bu kahpe dünyada... Rüya girdi araya Gelmişti Ankara’ya Ben gülmedim Bari çocuklarım gülsündü.. "Fakirlik" dedi,yüksündü "Ne yapalım Haktan gelen duruma Vekilim çare olur belki yavruma" Meclis benziyordu saraya İlk gelişiydi Ankara’ya "Acep bu halimle alırlar mı içeri ? Dinlerler mi derdimi görürler mi naçarı ?" Ölürdü de anlatırdı derdini Yoktu bu işin kaçarı Zor bela girdi; vekilin odasına "Selam" verdi yanaştı masasına Önü düğmeli kasketini çıkardı İçinden Mevla’sına yalvardı; "Telefon bitse de başlasam konuşmaya" Boncuk boncuk terler döküldü yanağına "Evet buyurun! "dedi vekil "Yavrum ! "dedi çok hasta "İlik kanseri oldu küçük yaşta Tedavi gerekir yavrucağa Elde yok avuçta yok Tek çarem önce Allah sonra sizsiniz" Vekil sert bir şekilde; "Her gelen aynı şeyi söylüyor Kimi hasta kim ise ölüyor. Biz hangisiyle uğraşacağız Bırakırsanız çalışacağız." Gemi oturmuştu karaya Nerden gelmişti Ankara’ya? "Peki bey’im !"dedi kalktı Gözleri çakmak çakmaktı Dokunsalar ağlayacak, Bu işin altından nasıl kalkacaktı Yavrusuna ne diyecek, Tedavi olmazsa bitip eriyecekti "Baktıramadım yavrum seni Derdine çare bulamadım Sana layık baba olamadım Son çaremizde kurudu" "Ama Allah büyüktü! Bu ne zor bir yüktü" Demişlerdi bu iş bakar paraya Boşuna gidersin Ankara’ya Son çaresiydi Ankara Bahtı kara yazısı kara Çıkardı yaktı bi cigara Allah’ım niye böyle oldu Vurdu yerdeki taşa gözleri doldu Ne yapacaktı? Nasıl eli boş gidecekti köye... Gideli bir hafta olmuştu Çalmadığı kapı kalmamıştı. Telefon kartını takıp "alo" dedi Hanımı ağlıyordu İçeriden sesler geliyor, Bağrışmalar ayyuka çıkmıştı "Bey" dedi hıçkırdı "Ne var Hacer ne oldu? Avazınca bağırdı "Yavrum" dedi hanımı "Aldı Rabbim bizden onu" Böyle mi olacaktı bu işin sonu Çaresiz baba diz üstü çöktü Sayısız kere öksürdü "Kızım,kınalı yavrum" dedi Çırpındı ağzından kan geldi Buluşuruz yavrucuğum Buluşuruz Ruhi mahşerde Çaredir ebedi hayat derde Cansız yığılan garibi görenler Düştüler yaygaraya Bilmediler ne için gelmişti Şu koca Ankara’ya |
Kimseyi çare dilenmek zorunda bırakmasın, evlat acısıyla sınamasın.
İçim parçalandı okurken, kendisi de hastaymış yazık.
Çok acı :(