USTA
Yorgunum usta, başım çok sıkışık
Derdim dermanım kalmadı Çeyrek asır çok zor geçti inan Otuz yılı aştım dağlara dayandım Vazgeç dedim gönül Bırak bu yoran sevdaları Dostluk tadında sözler geçerken dilimden Yordu dostluklar yordu be ustam Yalnızlığımı ıslıkla çalıyorum Dört duvara geçmiyor ki nazım Islak sokaklara alaca karanlığa dalıyorum Sırt sırta çarpışacak dost bulamadım Asker hatıraları geçerken gözümden Sağlam dost dürüstlük geçer özümden Sakınmaz sözünü dost acı söyler Omuz omuza çarpışmaya var mısın usta Dereleri vadileri aşarak geldim Düşe kalka çıktım şu ulu dağlara Huzura ermeden uçuruma vardım Tutunacak bir dal versene usta Dost sohbetlerine hasret kaldım Dünyalar savaşını tek başıma verdim Demledim tavşankanı çayımı Çal kapımın zilini gelsene usta Sabahladım gecelerce yorgun argın Paramparça uykuların servine daldım Yumruk yumruk çarparken camlara yağmur Sımsıkı kollarına al sarsana usta Tel tel dökülür ağaran saçım Nasılda sırtlamışım yılların yükünü Tok da gezdim aç da gezdim Bir lokma ekmeğimi paylaşalım usta Kızıyorum bazen kendi kendime Diyorum ki etme isyan dünya haline Dayanamıyorum dilim şişiyor İsyanım geçmiyor geçmiyor usta Açık kapılarım dünya âleme İnsanları ayırmak lükstür âlime Yoktur dermanım çare dilime Konuşacak bir çift söz etsene usta Gönül karargâhım harabeye döndü Gözümün feri bir bir nasılda söndü İyi gün dostlarım hani nerelerdesiniz Boş ver sen onları gelsene usta Gezgin oldum dolaştım yurdumu Yorgun oldum bazen serdim postumu Evden uzak gurbet ellerdeyim Çık yollara yetiş gelsene usta Gidebildiğim kadar gitsem de uzaklara Er ya da geç döneceğim düşsem de tuzaklara Uydum senelerce kanunlara ve nizamlara Kula kulluk etmedim etmedim usta Çalmıyor telefonlar çıkmıyor sesim Dilim damağım kurudu kalmadı nefesim Gözlerim yollarda kaldı kaçtı hevesim Bari sen gel yanıma gelsene usta Çilingir sofrası kurmuşum gece Dilimde dolaşır binlerce hece Boğazımdan yalnız geçmez, geçer mi sence Mangalda etler soğumadan yetişsene usta Söyleyemediklerim kalem kalem dökülür Şiir olur, şarkı olur, öykü olur okunur Boğazım düğüm düğüm nasıl da sıkılır Al sazı eline çalsana usta Yalana kapılmam yoktur özümde Dili yoktur kemiğin durmaz yerinde Darağacına gitsem de dönmem sözümden Geçecekse ilmik boğazıma sen geçir usta Din, dil, ırk, renk ve mezhep diye kul ayırmadım Çok kırıldı gönlüm yinede darılmadım Yalana yılana düşsem de sarılmadım Sana dostluk elimi uzattım tutsana usta Yemeğime haram lokma doğramam Vatana ihanet edenin yanına uğramam Şerefsize kahpeye selam bile söylemem Can dostum olmaya var mısın usta Besmele çekerek başlar her sözümüz Kimsenin malında mülkünde yoktur gözümüz Ne mutlu türküm diyene ile biter sözümüz Vatan uğrunda şehit olmaya var mısın usta Doğru söyleyene uzattım elimi eğilir başım Ne kadar çok şey öğrensem de bilmem açım Bana bir harf öğretene inan muhtacım Kapısında kul köle olmaya var mısın usta Ergül derki son sözümü baştan söylerim Gözyaşı dökmedim ki dökeni neylerim Yalana kapılmadım ki söyleyeni nasıl kabul eylerim Sakınsın benden özür dileyen olmasın olmasın usta |
gerçekyten okumadan mest oldum ya
oooooooooooooooooooo
okudum mest oldum