9.Kıblegah
Dönemlerinin acıları ;sıradışılığıyla yarışta
Sezenlerin sancıları;aldanışlarında saklanışta Sevilenlerin umutları;yaşayacaklarında bulunmakta Bir mabedin etrafını belleyen sineklerin lambası gibi Bir mabedin eşrafını dileyen sevenlerin alyansı gibi Bir dinin doğuşu bir sonrakinin ellerinden gelmez diş sancıları Bir dinin doğuşu bir öncekinin dillerinden gitmez diş gıcırtıları Düşmanlık hiçbir dinde tutulmazken;bütün dinlerin birbirine olan hınçları Hoşgörü 6.5 asır önce kasıp kavurup ilmin veli ahtı iken Öfke bugunün büyük kalp krizleri Hor görü 6.5 asır önce kasırga olup ilin vedası iken Uruglardan oguşlara varana dek hasrettin memleketçesiydi Düşlerinde bir özgürlüğü ;sırtında bir milletin kahrını çekenlerdi Sen sandığın kadar küçük gözlerinde gördüğün büyük dünyanda Kendin gibi olmayanların kaç cenneti araladığı gerçeği ırakta Kalırken gözlerinden akmayan mazlum için o içli ezan dolu yaşlarda Bir kıblegahı namazgahla bir tutup ayrı kollarda yarışlara;yarışçılara giderken Yüreklerde gökyüzü kadar yer açılmazken insanlığın umutlarına; Kıblegah bizi kurtaracak ve bizi yaşatacak en büyük ilmin ondan önceki ilk sesleri Ondan sonra ise doğacak en büyük serzenişleri;gök yüzü gözleri ile beslenenleri, Bir veda hutbesinin toplumun iliklerini;İlimleri titremeyişi Her din dersinde okutulup bir kez üstüne düşünmelerini; gerekecek,gerektirecek, Oluşturulan gelecekleri;yıkılan hayalleri Savuşturulan gençlikleri; vazgeçilen bir avuç gelecekleri Bir ekmek bir lokmaya hayırla varan elleri Bekleyememenin,beklememenin değil,hasreti Kastın değil tevazu eksikli;eksili! Taksirlerin hayata sunduğu demeçleri Çığ gibi birbirimize tebessümlerimiz tonlarında ve bakışlarında sertleşmeleri Nötrleşme tepkimeleri olmadan kaçan hayatımızda buharlaşan tuz taneleri Tadımızın da gözlerimizden gizli gizli süzülen vedasız ağlak saklı ruh halleri Veda haccı gibi alınması gereken bin bir dersin bin bir dertle aşure kazanlarında Unutulmayan,unutturulmayan,sonlanmayan,sonlandırılmayan; Vedaların ve yok olan ilim ve medeniyetlerin üstünden dökülmeyen öksüz milletlerin cenazeleri gibi! Sonu gelmeyen başlangıçlarından çıkan ve oluşan güzelliklerin Bir nebze olsun toprağa adımsız cemreliği ;yüreklere vedasız , kendilerine, mutlu olmanın denemeleri Ve sinmiş olan insan üzerine insan kokan insanlık halleri Ve bir tebessümün cennetinin izinden değilde;bir garibin sırtındaki hırkanın sıcaklığının izlerini;Gözlerini görebilmenin Bitmeyen kalplerin Kalplerin bitmeyen Bir kıblesinin oluşuydu;9.Kıblegah ondan önce Ona saygı ve ona minnet ile... |