''ANAHTAR''
Dolaşırken çarşı Pazar,
Bir tanıdık eder nazar. Baktım bizim komşu Çınar. Durmuş orda tezgâh açar. Sakal bıyığa karışmış, Beniz solmuş, göz kızarmış, Pazara kitap getirmiş. Tokalaştık el üşümüş. Dedim: Sen böyle nedersin? Pazarda kitap satarsın! Bura Pazar bilmez misin? Hem de eski, getir missin. Keşke söylemez olaydım. O anlattı bakakaldım. Dedi yıllarca okudum. Sonunda mühendis oldum. İş aradım bulamadım. İmtihanlardan bunaldım. Kimseden görmedim yardım. Dayısız işler olmuyor. Bu devran böyle dönüyor. Kimse de işe almıyor. Son çare bura kalıyor. Şimdi zabıtalar damlar. Kaçarım onlar kovalar, Tezgâha el koymasalar. Kitap versem okusalar. Korkma dedim bir şey olmaz. Dünya onlara da kalmaz. Kimse senden kitap almaz. Eski kitaplar satılmaz Merakımdan soru sordum. Alacakmış gibi durdum. Tek tek fiyatını sordum. Dedi hepsini al, verdim. Ver bir Yunus al hepsini Ne Yunus’u delirdin mi? İstersen al yarısını, Yarısı Mustafa İtri. Yarısını alsan yetti. Dedim bunun aklı gitti. Aldı eline birini. Dedi bu Aydın Sayılı. Felsefidir konuları. Matematik kitapları. Onların hepsi pahalı. Cahit Arf’dır, Fiatları. Vereyim hepsini sana. Dört Aliye getir bana. Yoksa bir Yunus Emre’ye. Aklını mı yitirmiş ne, Hemen kaçtım geldim eve. Ah şu işsizlik ne zormuş. Adam yıllarca okumuş. O kadar dirsek çürütmüş. Bulamamış kendine iş. Nasılda perişan olmuş. Acırken bizim Çınara, Düşünürken kara kara, Birden akıl geldi başa, Gülüyordur şimdi bana. Anladım lakin geç oldu. Rahmetliyi söylüyordu. ‘’Anahtarı’’ veriyordu. Belki de çok seviyordu. Güzel oyun oynamıştı. Biliyordu, kaçtığımı, Onu anlamadığımı. O Barış’ı anlatmıştı. Barış Manço’nun Anısına. Kimse anlamadı yaşarken. Şimdi mi anlayacak. Anlayana selam olsun. Barışın Ruhu şad olsun. |
Kutlarım...
Beğendim...
.................................................. Saygı ve Selamlar